Translation of "Sağlıyor" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Sağlıyor" in a sentence and their arabic translations:

Küfür etmenizi sağlıyor

يجعلك تقسم

Demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.

يسمح بتفكيك أجزائها.

Işte bu da doğallık sağlıyor

هذا طبيعي

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

لأنها تمكنكم من القيام بأشياء رائعة فيما يتعلق بالضوء.

Bireysel fedakârlık, koloninin ayakta kalmasını sağlıyor.

‫تضحيات الأفراد تضمن نجاة القفير.‬

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

لأن الغموض يسمح لنا بإجراء محادثة.

öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.

في فهم الواقع الذي يمر به الطلاب.

Ve etnik kadınların istenmiyor gibi hissetmelerini sağlıyor.

وتشعر النساء ذوات العرق المختلف أنهنّ غير مرغوب بهن.

Işıklarını kapatıyorlar. Rakiplerden biraz mahremiyet sağlıyor bu.

‫تطفئ أضواءها لتوفير خصوصية من المنافسة.‬

Bazı youtuberlar sadece bunun üzerinden geçimini sağlıyor

بعض مستخدمي YouTube يكسبون عيشًا منه

Ve yiyeceğimizin geleceğinin ne olacağını düşünmemize olanak sağlıyor.

بل وسيلة للتنبؤ بمستقبل طعامنا.

Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.

ولكن ليس أي خطوات، بل الخطوات الصحيحة بالنسبة لنا.

Daha sonrasında bu hatırlattığı şeylerin hafızamıza kazınmasını sağlıyor

لاحقًا ، يسمح هذا بنقش الأشياء في ذاكرتنا

- O daha iyileşiyor.
- İyileşiyor.
- İlerleme katediyor.
- İlerleme sağlıyor.

بدأ يتحسن

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

لكن اللون الأسود يدفع عقلك لإسقاط الطعام في الفراغ.

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

‫هذا يعيدك خطوة إلى الوراء‬ ‫ويجعلك تدرك كم أن هذه الحيوانات‬ ‫قادرة على التكيّف.‬

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

‫توفّر البيئة المثالية للحيوانات‬ ‫لمعاودة استخدام طرقها الأصلية.‬

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

‫تسمح لنا كاميرا تصوير حراري‬ ‫بالرؤية في ظلام الليل.‬

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

وكأن كونك مثلي الجنس يجعلك أقل من رجل، أليس صحيحًا؟

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

‫توفر الجروف بعض الأمان.‬ ‫لكنه تُرك وحده.‬

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

‫توفّر أوراق الخريف المتحللة‬ ‫القليل من الرطوبة والدفء نهارًا.‬

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

وقام بسحبهم خارج المخيم

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

‫تغطيها الظلمة.‬ ‫لكن أصوات خطواتها تتردد‬ ‫على طول البحر المتجمد.‬

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

‫بصر قوي وقدرة على المناورة‬ ‫يعطيان الصقور والبواشق الأفضلية نهارًا.‬