Translation of "Olduğuna" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Olduğuna" in a sentence and their arabic translations:

Ne olduğuna bakacağız.

عندما تهبط ذبابة داخلها.

Ne olduğuna inanamıyorum.

لا أصدق ما حدث.

Tanrı'nın planı olduğuna inanıyordu.

لأجل أن أساعد الناس وأكتب عنه.

Tom'un haklı olduğuna inanıyorum.

أنا موقن بأن توم محق.

Tom'un katil olduğuna inanmıyorum.

لا أصدق أن توم هو القاتل

Söylediğinin doğru olduğuna inanıyorum.

أعتقد أن ما تقوله صحيح.

Başka yollar olduğuna inanıyorum.

أعتقد أنه ثمة طرقة أخرى.

Ve bununla ne olduğuna bakarsan

ما الذي حصل لهذا،

Sadece bakınıp aşık olduğuna bakıyormuş.

ورؤية الكلب الذي وقعت في حبه.

Bu resimde neler olduğuna bakalım.

دعونا نرى فقط ما يحدث في هذه الصورة.

Önce ne olduğuna bir bakalım

دعونا نرى ما حدث أولاً

Hepimiz onun suçlu olduğuna inanıyoruz.

كلنا مقتنعون بأنه مذنب.

Onu hatalı olduğuna ikna ettim.

أقنعته أنه كان مخطئا.

Hayaletlerin var olduğuna inanıyor musunuz?

هل تصدق أن الأشباح موجودة؟

Onun masum olduğuna ikna oldum.

أنا مقتنع أنه بريء.

Onun bir avukat olduğuna inanmıyorum.

لا أصدق أنه محام.

Onlar onun dürüst olduğuna inanıyordu.

- ظنوا أنه صادق.
- صدقوا أنه صادق.

Herkesin bekliyor olduğuna bahse girerim.

أنا متأكّد أنّ الجميع ينتظر.

Cesaret edemiyorlar, çünkü mümkün olduğuna inanmıyorlardı.

لأنهم لم يعتقدوا أن ذلك ممكن .

Güzelliğin beden ölçülerinin ötesinde olduğuna inanıyorum

أعتقد أن الجمال يتعدى المقاس.

ülkemizi dönüştürmenin cevaplarının onların ellerinde olduğuna

وجعلهم يؤمنون أن الحل لتحويل أمتنا

Herkes durumun normal olduğuna karar kılmıştı.

الكل وافق على أنّ الأمور على خير ما يرام.

Doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

هي بطبيعتها متفوقة على "خارج مجموعة" ما

Onun cesur bir asker olduğuna inanılır.

يُعتقد أنه كان جنديا شجاعا.

Bu bilginin doğru olduğuna garanti veririm.

- أضمن لك أنّ هذه المعلومات صحيحة.
- أؤكد لك صحة هذه المعلومات.

Eğlenceli olduğuna eminim ama yapamam, yapmıyorum.

أنا متأكد أنها ممتعة٬ لا أستطيع فعلها. لن أفعلها.

Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.

أنا واثق أنه ثمة هناك خيار لا يتطلب تقديمة رشوة.

Sami bütün Müslümanların terörist olduğuna inanıyordu.

كان ساني يعتقد أنّ كلّ المسلمين إرهابيّون.

Neden tüm Müslümanların terörist olduğuna inanıyorsun?

- لماذا تعتقد أنّ كلّ المسلمين إرهابيّين؟
- لماذا تعتقدين أنّ كلّ المسلمين إرهابيّين؟
- لماذا تعتقدان أنّ كلّ المسلمين إرهابيّين؟
- لماذا تعتقدون أنّ كلّ المسلمين إرهابيّين؟
- لماذا تعتقدن أنّ كلّ المسلمين إرهابيّين؟

Pekala, şimdi aklınızda bir kart olduğuna göre,

حسنًا، بعد أن فكرت بورقتك،

Günümüzdeki eğlencenin bizi ayrıştırmasına neden olduğuna inanıyorum.

هو أن تسليتنا اليوم تسمح لنا أن نكون منفصلين.

Her zaman düşüş olduğuna dair kendinizi kandırırsınız.

بصور الماضي الوردية،

Tüm kalbimle neyin iyi olduğuna yürekten inanıyordum.

اعتقدت أنني أعرف من صميم قلبي ما هو جيد

Dünyanın yuvarlak olduğuna inanmıyorsun demiş ve gülmüş

قال أنك لا تعتقد أن العالم مستدير وضحك

Var olduğuna dair çok açık kanıtlarımız var.

نملك أدلة واضحة على وجودها

Onun haklı olduğuna dair bir hissim var.

لدي شعور أنه محق.

Onun masum olduğuna inanan sadece biz değiliz.

نحنُ لسنا الوحيدين الذين يعتقدون أنهُ برئ.

Tom'un gay olduğuna dair bir söylenti var.

هناك إشاعة تقول بأن "توم" مثلي الجنس.

Fadıl harekete geçmek zorunda olduğuna karar verdi.

قرّر فاضل أن يفعل شيئا.

Sami İslam'ın bir terör dini olduğuna inanıyordu.

كان سامي يعتقد أنّ الإسلام دين إرهاب.

Müslümanlar Hz. Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna inanır.

المسلمون يؤمنون أن محمّدا رسول من الله.

Müslümanlar İsa'nın Allah'ın elçilerinden biri olduğuna inanır.

- يؤمن المسلمون أنّ عيسى واحد من رسل الله.
- يؤمن المسلمون أنّ يسوع واحد من رسل الله.

Ben de erkekliğin nasıl olduğuna dair parçaları birleştirip

لذلك انا اجد مثلي الذي احتذي به في تجار المخدرات والعصابات؛

Ihtişamlı olduğuna dair yeni bir değerlendirme ile ayrılırsınız.

مع تقدير جديد عن مقدار عظمة ادمغتكم.

Ve her çocuğun okula gitme hakkı olduğuna inanıyorsunuz?

وأنً أي طفل يستحق الذهاب إلى المدرسة؟

Veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

أو دليل على أني قد فعلت شيئاً فظيعاً.

Bolluk ve refaha çevirebilecek güce sahip olduğuna inanıyorum.

لتحويل حالات الفقر إلى حالات من الثروة والازدهار.

Tunguska'da ne olduğuna dair sizinde düşüncelerinizi merak ediyorum

أشعر بالفضول حيال أفكارك حول ما حدث في تونجوسكا

Tom'un hırsız olduğuna dair su götürmez kanıt var.

هناك دليل لا يقبل الجدل أن توم هو اللص.

Yani bu TEDx organizasyonun teması "Gelecek Zaman" olduğuna göre

لذلك، إذا كان موضوع حديثي هنا في TEDx هو "زمن المستقبل"،

Panzehir yok olduğuna göre, artık yeni bir görevimiz var.

‫بما أن الترياق تحطم، ‬ ‫لدينا الآن مهمة جديدة.‬

Larrey hemen bir bacağını kesmek zorunda olduğuna karar verdi.

سرعان ما قرر لاري أنه يجب عليه بتر ساق واحدة.

Bunun senin için mükemmel bir iş olduğuna ikna oldum.

- أنا مقتنع أن هذه الوظيفة مناسبة تماماً لك.
- أنا مقتنع أن هذه الوظيفة مثالية لك.

Mağaza sahibi "Lübnan için kodun 961 olduğuna inanıyorum" dedi.

قالت صاحبة المحل: "أعتقد أن كود لبنان هو 961".

Şimdi, sizi tarımın oldukça ilgi çekici olduğuna ikna ettiğime göre

وبما أنني أقنعتكم بأنه يمكن للزراعة أن تكون جذابة،

Genelde iki şeyden ya da iki şeyden biri olduğuna inanıyorum.

أظن أنه بسبب شيئين أو واحد من السببين.

Bile. Mevcut nesil, BAE'nin varlığından bu yana bugünkü olduğuna inanılıyor,

حتى ان الجيل الحالي يعتقد ان الامارات منذ وجودها كانت على ما

Ne kadar büyük olduğuna ve ne zaman tespit ettiğimize bağlı

يعتمد على حجمها ومتى نكتشفها.

- Hepimiz onun masum olduğuna ikna olduk.
- Hepimiz onun suçsuzluğuna inanıyoruz.

جميعنا متأكدون من براءته.

Onlar yeni olanın eski olandan daha iyi olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.

يعتقدون أن كل ما هو جديد أفضل مما هو قديم.

Napolyon, ana Prusya ordusu olduğuna inandığı orduya saldırmak için kuvvetlerini Jena'da yoğunlaştırırken

عندما ركز نابليون قواته في جينا ، لمهاجمة ما كان يعتقد أنه الجيش

çünkü benim işim neyin önemli ve neyin konu dışı olduğuna dair sizi yanıltmak.

لأن وظيفتي هي إرباككم حول ما هو مهم وما هو غير مهم.