Translation of "Kısmı" in Arabic

0.022 sec.

Examples of using "Kısmı" in a sentence and their arabic translations:

Hazırlıklarımın bir kısmı sıradandı.

بعض استعداداتي كانت أقل تشويقا.

Buzdağının sadece görünen kısmı.

ما هذه إلاّ قمة الجبل الجليدي.

Daha zeki olanlarınızın bir kısmı

الأن بعض الفطناء منكم تنبهوا

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

‫حاول أن تجد الجزء الفعلي‬ ‫الذي كان حول الصخرة.‬

Jeolojinin en havalı kısmı nedir?

وما هو الجزء الأمتع من الجيولوجيا؟

Ağızlık kısmı ses tellerine benzer

لدينا اللسان - هذه هي الطيات الصوتية -

Muhtemelen de en önemli kısmı:

وتعد ربما أهم جانب من كل هذا...

Hayatımızın ev işine adadığımız kısmı

فكمية الوقت الذي نقضيه يوميا في الأعمال المنزلية

Ve beraberinde kısmı vergi muafiyetleri.

مع إعفاء جزئي من الضرائب

Karun hazinesinin küçük bir kısmı

جزء صغير من كنز البطن

Altı çizili kısmı tercüme et.

ترجم ما تحته خط.

Bu arazinin bir kısmı benim.

جزء من هذه الأرض ملك لي.

İşte bugünkü takımın bir kısmı,

هنا بعض من الفريق اليوم،

Cevabın bir kısmı bilişsel psikolojide gizli.

جزء من الجواب يأتي من علم النفس المعرفي لدينا.

En büyük kısmı Rusya ele geçirmiştir.

مما أدى ذلك الى تقسيمها الى اجزاء، وحصلت روسيا على حصة الأسد

Filonun bir kısmı, düşmana saldırmak ve

جزء من الأسطول سيبقى هناك للإغارة على ساحل العدو ومنع

Bu trend çizgisinin en dik kısmı.

إنه الجزء الأكثر حدة في خط الاتجاه هذا.

Bir kısmı selam almadan geçerken baktılar,

ونظر إليَّ بعضهم دون رد السلام أثناء مروروهم

Yani bunun anlamı, dinozorların ciğerlerinin üst kısmı

وهذا يعني أن السطح العلوي لرئتي الديناصورات

Fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.

ولكن "فعل واحد" كان بالكاد متاح.

Isının bir kısmı derin okyanusa doğru yayılır

شيء من هذه الحرارة يتشعب نزولًا لأعماق المحيط

Ve beyindeki bir nöron veya kısmı uyarabiliriz.

لتحفيز خلية عصبية أو جزء من الدماغ.

Ama bir kısmı iyi bir hayat sürer.

ولكن انتهى المطاف بهم بشكل جيد رُغماً عن كل شيء،

Bu hazinenin ilk kısmı nasıl ortaya çıktı?

كيف حدث الجزء الأول من هذا الكنز؟

Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...

لذلك كان هذا الجزء من القصة صحيحًا على الأقل ... كان

Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,

ولكن الأمر هنا، جزئي المفضل مما أقوم به

Ve burada sıkıştığımız çok küçük bir kısmı var.

ومحشورون هنا في المكان الذي نعيش فيه جميعاً.

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

‫أترون زهرة الجولق الصغيرة؟‬ ‫هذا الجزء الأصفر؟‬

Cevabın diğer bir kısmı da gazeteciliğin doğasından geliyor,

الجزء الاخر من الجواب يأتي من طبيعة الصحافة،

Hafızamdan silmişim. Şimdi işin en zor kısmı kaldı.

لقد محوت تلك الذكرى. كان هذا أصعب شيء أقوم به.

Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.

الهجوم موّل جزئيا من بيع الأقراص المقرصنة في الولايات المتحدة.

Ordunun küçük bir kısmı ve Sigismund kaçıb kurtuldular

هرب جزء صغير من الجيش، بما في ذلك سيغيسموند.

Filonun bir diğer kısmı, Marmara Denizi'nden Tuna'ya ilerleyecek

من بحر مرمرة، يبحر جزء آخر من الأسطول إلى نهر الدانوب،

Vücudunun büyük bir kısmı o yumurtalar için feda ediliyor.

‫جزء كبير من جسدها وُهب لوضع ذلك البيض.‬

Bir kısmı göz göze gelince korkup kafayı öne eğdi.

وبعضهم خافوا عندما تلاقت أعيننا وأحنوا رؤوسهم إلى الأمام.

Fark ettim ki bu sorunun büyük bir kısmı sistemle ilgili

تعلمون، علمتُ بأن هذه المشكلة هي منهجية

Burası işin biraz fazla matematik kısmı olduğu için canınızı sıkmayacağım

لن أزعجك لأن هذا قليل من الرياضيات.

Yedek filonun bir kısmı, limanı kuşatmak için yakınlarda takip ediyordu.

تبعه نصف أسطول الإمداد عن قرب والذين كان متجها لإغلاق الميناء

Rus hussars ücret ve yönlendirilen kısmı Arrighi'nin Üçüncü Süvari Kolordusu.

فرسان الروس هاجموا ودحروا جزءًا من سلاح الفرسان الثالث التابع لأريغي.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

‫هناك جزء واحد خطير في الأفعى ‬ ‫وهو السم والأنياب.‬

Bir çoğu enfeksiyona, hastalığa, yorgunluğa yenik düşüyor, bir kısmı da boğuluyor.

مات الكثير بسبب العدوى والمرض والإرهاق والغرق

Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca

حسنًا ، الكثير منها عبارة عن خيال ، وبعضها من القصص الخيالية ، ويمكنك اختيار

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.

‫الصعوبة في أن الكثير من هذه الصخور معلّقة.‬ ‫لست واثقاً من متانة الصخرة.‬

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

‫هناك جزء واحد خطير في الأفعى ‬ ‫وهو السم والأنياب.‬ ‫حسناً، هيا بنا.‬

O görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor

إذا قمنا بتكبير الصورة ، يمكننا أن نرى السفينة بأكملها مرة أخرى مثل تلك التي تظهر أمامك مترًا واحدًا