Translation of "Benzer" in Arabic

0.367 sec.

Examples of using "Benzer" in a sentence and their arabic translations:

Güzellik, cennetkuşuna benzer:

يشبه الجمال طائر الجنة:

Yani benzer zekâya,

لذلك نظرت للأطفال الذين على مستوى واحد من الذكاء

Jack, babasına benzer.

يشبه جاك أباه.

O neye benzer?

ماذا تشبه؟

Doğrulama yanlılığının mekanizmalarına benzer.

شبيهة لتلك التحيزات المؤكدة.

Matematik endişesi olanlarınkine benzer.

وتشبه كثيرًا الأشخاص المصابون بالقلق الرياضياتي الذين أدرسهم.

Kız kardeşim anneme benzer.

أختي تشبه أمي.

Kız kardeşim anneanneme benzer.

أختي تشبه جدتي.

Ağızlık kısmı ses tellerine benzer

لدينا اللسان - هذه هي الطيات الصوتية -

Başkalarının benzer şekillerde davranmasını önlemek

ومنع الآخرين من التصرف بنفس الطرق

benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

تم ادخار الغلات بطريقة واحدة متساوية،

Belediyelerde hala daha buna benzer

لا يزال مثل هذا في البلديات

benzer ritüeller, uygulamalar ve davranışlar oluşturduk.

بمعزل عن أماكن تواجدنا في العالم.

Şimdilerde buna benzer olaylar milyonlarca hayat

الآن، يمكن لمثل هذه القضايا أن تنقذ حياة الملايين

Şüphesiz bu ve benzer çalışmalar küçük

وبدون شك، فإن هذه الدراسة ومثيلاتها هي صغيرة،

benzer arka planı olan çocuklar seçildi.

ومن نفس الطبقة الإجتماعية،

Bu aslında beyzbola benzer bir oyundu

كانت هذه في الواقع لعبة تشبه البيسبول

Buna benzer sloganı hep duyduk biz

سمعنا دائما شعار مثل هذا

Veya buna benzer tören yapmak haramdır

أو يحظر إقامة مثل هذا الاحتفال

Ve daha önce bahsettiğim, benzer türde

وضعت هدف طموح

Beynimiz stresi benzer ve asli şekilde işliyor.

تعالجُ عقولنا التوتّر بطرقٍ أساسيّة متماثلة.

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

ربطت هذه الرموز الأشخاص من ذوي التفكير المماثل،

Kıyaslanan benzer dönem sadece bir yıl öncesiydi.

بالمقارنة مع نفس الفترة من السنة المنصرمة.

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

وبشكل مشابه، فإن تقنية المراقبة عن طريق الوجه تُمكّن سُلطة مركزية

Kuzey Amerika boyunca buna benzer şeyler yapan

يوجد أكثر من 30 مصيدة للأسماك في كل أنحاء أمريكا الشمالية

Aynı pramit'e benzer yapının görünmesi şaşkınlık yaratıyor

إن مظهر نفس هيكل الحواف مذهل

Ona çok benzer bir hikaye duyduğumu hatırlıyorum.

أذكر أني سمعت قصة مشابهة.

Şu ikiz erkek kardeşler benzer yüzlere sahip.

هذان التوأمان لديهما وجهان متماثلان.

Pembe bir buğu tabakasına benzer bir şey görüyorum.

تغطي الباب الذي كان يقف جايسون خلفه

şimdi uluslararası organizasyonlar var ve buna benzer şeyler.

الآن هناك منظمات عالمية وهكذا.

Bu da toplantıları sadece sıkıcı ve benzer yapmıyor,

لا يقودُنا هذا فقط إلى تجمّعات مُملّة متكررة،

Evet, surimi yengeç etine benzer ama aslında mezgittir.

نعم، تبدو ال(سوريمي) كلحم سلطعون، لكنها في الحقيقة بلوق.

Ve karbon fibere çok benzer bir işlev görür.

يمكنكم عزله، وهو يعمل إلى حدٍ كبير مثل ألياف الكربون.

Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.

‫إن أمكن حماية أماكن أخرى كهذه،‬ ‫فربما ستستمر الزيادة.‬

Asya veya Afrika'da olun, tuz saklama şekliniz benzer

الملح، يماثل لما هو في آسيا وفي أفريقيا:

Ve buna benzer daha bir sürü haberler vardı

وأكثر من ذلك بكثير.

Buna benzer daha bir sürü komplo teorisi üretebiliriz

يمكننا إنتاج العديد من نظريات المؤامرة مثل هذا

Yine karıncaların insana benzer bir özelliği daha var

مرة أخرى ، يمتلك النمل ميزة أخرى تشبه الإنسان

Aynı benzer bir olay var aslında zaman yolculuğuyla

هناك نفس الحدث المماثل ، في الواقع مع السفر عبر الزمن

Corona virüsü ile başımıza gelenlere benzer bir senaryo

سيناريو مشابه لما حصل معنا بفيروس كورونا. لكني ارى ان ما

Sağlık hazineye benzer, kıymeti ise hasta olduğunda anlaşılır.

الصحة كنز لا يعرف قيمته إلا المرضى.

Onlar çok benzer gözüküyor. Kimin kim olduğunu bilmiyorum.

يبدوان متشابهان جدا لدرجة أني لا أميّز بينهما.

Buna benzer başka bir bedel ise kristal küre bedeli;

هناك رسمٌ مشابه لاحظته ألا وهو رسم الكرة البلورية،

Patlamasına benzer bir patlama yaşayan şeyler olan ve genel

الاقتصاد الرقمي المبني على التجارة الالكترونية والذكاء

Görülüyor . Durum Danimarka ve Belçika için de benzer olacak

بمجرد ارتفاع منسوب المياه. كما سيكون الوضع مماثلاً بالنسبة

Ve bence çoğumuz buna benzer hikâyelere sahibiz ya da aşinayız.

وأعتقد أن كثيرًا منا لديه، أو يستطيع أن يميز قصة مماثلة.

Benzer şekilde, medeni olmak, iyi biri olmakla aynı şey olamaz,

وكونك متحضراً لا يعني أنك لطيف،

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

‫تكبّر الخلايا الشبيهة بالمرايا في عينيها‬ ‫الضوء الخافت الموجود.‬

Rakı içerken de buna benzer bir olay yapılmıyor mu sanki

ألا يوجد حدث مماثل عند شرب الراقي؟

Orta Asya Türkler'inde yine buna benzer bir durum var ortada

هناك وضع مماثل في الأتراك في آسيا الوسطى.

Olduğunu düşünebilirsiniz . Ama Nepal virüsünde olabileceklerin daha benzer olabileceğini düşünüyorum.

قد يحصل مع فيروس نيبال قد يكون مشابهاً اكثر. قاتلٌ جديدٌ يتسلل

Olan muta'a evliliğine benzer bir versiyonda gördüler ki, erkeğin kadınla

المتعة الشائع عند الشيعة والذي فيه يتمتع الرجل بمدةٍ معينةٍ

Bir yıl ya da benzer sürede İngilizceye hakim olmak imkansızdır.

من المستحيل إتقان اللغة الإنجليزية خلال عامٍ واحد أو ما يقارب ذلك.

Isteyen istediği gibi buna benzer silahlar kullansın veya kullanmaya çalışsın veya yapılmaya çalışılsın

ما إذا كان الشخص يريد استخدام هذه الأسلحة أو محاولة استخدامها أو محاولة صنعها

Etti ve kocanın numarasının kendisiyle iletişim kurmasını istedi ve yeni bir sözleşme imzalamak için benzer

الزوجين وطلب رقم الزوج للتواصل معه وعرض كمبادرةٍ للصلح ابرام

Koyması ve her bir tarafın kendi ifadesine göre bunları uygulamakla yükümlü olması bakımından benzer olduğunu

الزوجين شروطاً في عقدٍ مؤقت ويلزم كل طرفٍ بتنفيذها بحسب

- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.

الأعداد الأولية مثل الحياة، منطقية تمامًا، لكن يستحيل إيجاد القواعد لها، حتى لو أمضيت وقتك كله تفكر فيها.