Translation of "Geçen" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Geçen" in a sentence and their arabic translations:

Geçen ay Londra'daydım.

- كنت في لندن الشهر الفائت.
- كنت في لندن الشهر الماضي.

Geçen hafta meşguldün.

كنت مشغولاً الأسبوع الماضي.

Geçen yılı hatırla.

تذكر العام الماضي.

- Geçen yıl emekli oldum.
- Geçen sene emekli oldum.
- Ben geçen yıl emekli oldum.

- تقاعدت السنة الماضية.
- خرجت على المعاش السنة الفائتة.

Peki ya yanımızdan geçen nefes nefese geçen bir koşucu?

لكن، ماذا عن المرور بجانب عداء يتنفس بقوة؟

- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.

ذهبنا إلى لندن السنة الماضية.

Geçen yıl oylama merkezinde,

في مراكز الاقتراع العام الماضي،

Geçen yıl alev aldı.

قد ارتطم به مذنب العام الفائت.

Geçen Cumartesi alışverişe gittim.

ذهبت للتبضع يوم السبت الماضي.

Hastane geçen ay açıldı.

افتُتحت المستشفى الشهر الماضي.

Japonya'ya geçen yıl geldim.

- أتيت إلى اليابان السنة الماضية.
- جئت إلى اليابان العام الماضي.

Geçen hafta çok meşguldüm.

كنت مشغولا جدا الأسبوع الماضي.

Geçen ay okula gitmedim.

- لم أذهب إلى المدرسة الشهر الفائت.
- لم أذهب إلى المدرسة الشهر الماضي.

Geçen ay çok çalıştım.

- عملت كثيرا الشهر الفائت.
- عملت بجد الشهر الماضي.

Geçen gece fazla uyumadım.

ما نمت منيح مبارح

Geçen ay adresimi değiştirdim.

غيرت عنواني الشهر الماضي.

Geçen hafta ne oldu?

ماذا حصل الأسبوع الماضي؟

Geçen hafta müzeye gittik.

ذهبنا إلى المتحف الأسبوع الماضي.

- Sami geçen hafta kelimeişehadet getirdi.
- Sami geçen hafta Müslüman oldu.

نطق سامي بالشّهادة الأسبوع الماضي.

Geçen yıl sonunda kanıtlar yayınladık,

وفي العام الماضي، نشرنا أخيرًا دليلًا

Uykusuz geçen birkaç geceden sonra

وبعد عدة ليالِ بلا نوم..

Bunu geçen yıl içinde yaptık.

بنينا هذه على مدى السنة الماضية.

Sözü geçen aileler sınıf ayrılıkları

ذكر فصل العائلات

Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.

‫وجدناه في الحجم والوقت المناسب.‬

Geçen Yaz İtalya'ya seyahat ettim.

سافرت إلى إيطاليا الصيف الفائت.

Onlar geçen hafta meşgul müydü?

هل كانوا مشغولين في الإسبوع الماضي؟

Babam geçen ay zatürreye yakalandı.

أصيب أبي بذات الرئة الشهر الماضي.

Geçen gün caddede onunla karşılaştım.

قابلته في الطريق ذلك اليوم.

Geçen aydan beri onu görmedim.

لم أرَها منذ الشهر الفائت.

Geçen yıl çok kar vardı.

هطل الكثير من الثلج السنة الماضية.

Geçen Yaz biz Hokkaido'ya gittik.

ذهبنا إلى هوكايدو الصيف الماضي.

O, geçen yıl Hokkaido'da mıydı?

هل كان في هوكّايدو العام الماضي؟

Geçen hafta sonu nereye gittiniz?

إلى أين ذهبت نهاية الأسبوع الماضي؟

Geçen yıl ne olduğunu hatırla.

ألا تذكر ما حدث السنة الماضية؟

Bu otel geçen yıl yapıldı.

بُني هذا الفندق العام الماضي.

Tom geçen yıl Boston'da yaşamadı.

لم يسكن توم في بوسطن العام الماضي.

Tom geçen ay mahkemeye verildi.

تم اتهام توم الشهر الماضي.

Zaten geçen hafta okulu bırakmıştı.

لقد ترك المدرسة الأسبوع الماضي.

Geçen yıl kazanmaya çok yaklaşmıştık.

في السّنة السّابقة كنا جدّا قريبين من الفوز.

- Tom geçen yıl Fransızca öğrenmeye başladı.
- Tom, Fransızca öğrenmeye geçen yıl başladı

بدأ توم اللغة الفرنسية في السنة الماضية.

CBP'nin engellemeleriyle geçen birkaç saaten sonra

بعد عدة ساعات من عرقلة عملي من قبل CBP،

Daha geçen yıl yapılan bir araştırma,

فقد صدرت دراسة السنة الماضية تؤكد وجود علاقة

Geçen yıl arkadaşlarımla liseden mezun olurken

في العام الماضي، عندما تخرجنا أنا وأصدقائي من المدرسة الثانوية،

Bu sistemleri geçen yıl revize ettik

في العام الماضي فقط، راجعنا هذه الأنظمة

Bazen hayatta kötü geçen dönemlerimiz olur.

كلنا نحظى بفترات صعبة في الحياة.

Bunlar, şehrin ortaya çıkması için geçen

هذه صور التقطناها لنفس المنطقة

Geçen bir saatten daha mı karlıydı?

من مشاهدة محتوي شخص اخر لمدة ساعة؟

Geçen yıl dünyada 12 süregelen savaş,

في السنة الماضية، كانت هناك 12 حرب مشتعلة في أجزاء متفرقة من العالم

Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.

‫يمكنه الركض‬ ‫بسرعة تفوق الـ100 كيلومتر في الساعة.‬

Endonezya'nın Lembeh Boğazı'ndan geçen gelgit suları

‫مياه المد التي تمر‬ ‫من مضايق "ليمباه" الإندونيسية‬

Dionysos'un kendisinden beri geçen ilk kişi.

أول من يعبرها منذ ديونيسوس نفسه.

Geçen Pazar komik bir film izledik.

شاهدنا فلماً مضحكاً يوم الأحد الماضي.

Geçen yıl kötü bir hasat vardı.

كان محصول العام الماضي سيئا.

Geçen hafta sonu benim için sıkıcıydı.

نهاية الإسبوع الماضية كانت مملة لي.

Geçen ay yeni bir bilgisayar aldım.

- اشتريت كمبيوتر جديد الشهر الفائت.
- اشتريت حاسوباً جديداً الشهر الماضي.

Ben geçen hafta Çince öğrenmeye başladım.

بدأت تعلّم الصينية الأسبوع الماضي.

Tom, Fransızca öğrenmeye geçen yıl başladı

بدء توم تعلم الفرنسية السنة الماضية.

Geçen hafta otuzuncu doğum günüm vardı.

لقد كان عيد ميلادي الثلاثين الأسبوع الماضي.

Geçen yıl aldığım 17 Moleskine defter,

ال ١٧ دفتر التي اشتريتها العام الماضي

O, geçen yıl sigara içmeyi bıraktı.

أقلع عن التدخين العام الماضي.

Trafik kazaları her geçen yıl artıyor.

- تزداد الحوادث يوماً بعد يوم.
- تزداد الحوادث سنةً بعد سنة.

Tom geçen sene çok seyahat etti.

سافر توم كثيرا في العام الماضي

"Babamın geçen yıl öldüğünü öğretmenimin bilmesini istiyorum

"أتمنى لو يعرف معلمي أن أبي توفي هذا العام،

Ve geçen ay bir piyango bileti almayanlar

ابقوا أيديكم مرفوعة .

Daha geçen ay, bir kadın arkadaşımla laflıyorduk

الشهر الماضي، كنت أتحدث مع صديقة لي

Uygulamayı geliştirmeyle ve iyileştirmeyle geçen yılların ardından

لذلك، بعد سنوات من تطوير وتنقيح التطبيق،

Fazla yakınından geçen tüm somonları yakalamaya hazırdır.

‫ينتظر للإمساك بأي سلمون قد يسبح قربه.‬

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

الشتاء الماضي، ذهبت إلى كندا للتزلّج.

Geçen hafta sonu seni kokteyl partimde görmedim.

أنا لم أركَ في حفلة الكوكتيل الإسبوع الماضي.

Geçen sene Şanghay'dan ayrıldım ve henüz dönmedim.

أنا غادرت شانكاهاي العام الماضي ولم أعُد بعد.

Hastane geçen ay harika bir açılış yaptı.

افتُتحت المستشفى الشهر الماضي.

Stok geçen temmuz ayında yüksek noktaya ulaştı.

وصلت أسعار الأسهم ذروتها في يوليو الماضي.

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

اشترى تارو سيارة مستعملة الأسبوع الماضي.

Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

اشتريت سيارة جديدة الاسبوع الماضي.

O, geçen yıl denizde üç ay harcadı.

قضى ثلاثة شهور في البحر السنة الماضية.

Tom geçen yıl üç milyon dolar kaybetti.

خسر توم ثلاثة ملايين دولار السنة الماضية.

Sami geçen hafta sonu ördek avlamaya gitti.

ذهب سامي لاصطياد البطّ نهاية الأسبوع.

Ve her geçen gün daha çok insan yalnızlaşıyor.

والمزيد منا يصبح وحيدًا.

Başka köpeklerle beraber etrafta beraber koşarak geçen zamanlar.

أزمنة قضيتها مع كلاب أخرى.

Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.

‫تنادي بعضها بتردد يخترق الضجيج العام.‬

Bu oort bulutunun dışından geçen bir tane yıldız

نجم واحد يمر خارج سحابة الشمس

Bu noktadan geçen kısma biz fay hattı diyoruz

نسمي هذا الجزء خط الصدع من خلال هذه النقطة

Geçen yılın Ekim ayında bir ateşkes anlaşması yapılmıştı

واشهرٍ من النقاشات. سبقها اتفاقٌ لوقف اطلاق النار في

ülkeleri vururken , BAE geçen yüzyılın yetmişli yıllarından beri

يصب البعض بالصحراء كانت الامارات تعمل منذ سبعينيات

Bu yıl geçen yıldan daha çok kar yağdı.

أثلجت هذا العام أكثر من العام الماضي.

Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.

‫الجذور تنمو فوق بعضها البعض وتتشابك.‬ ‫وحل عميق ملتصق.‬

Hayat çok zordu, her geçen gün zorlaşan bir mücadeleydi.

كانت الحياة صعبة، كان هناك صراع يومي.

Vücudundaki özel pullar geçen balıkların yaydığı basınç dalgalarını algılıyor.

‫القشور الخاصة على جسده تلتقط الضغط الناتج‬ ‫من الموجات التي تصدرها الأسماك المارة.‬

Neden geçen yıl değil 10 yıl önce değilde şimdi?

لماذا ليس قبل 10 سنوات ولكن ليس الآن؟

Ve proje geçen yüzyılın yetmişli yıllarında yeniden tanıtıldı, ancak

واعيد طرح المشروع من جديد في سبعينيات القرن الماضي لكنه بقى

Onun geçen tatil mevsiminde kaç tane hediye aldığını düşünüyorsun?

كم هديةً تتوقع أنها استلمت في الإجازة الماضية؟

Geçen yıl burada ne olduğu hakkında bir şarkı yazdım.

ألّفت أغنية عما حدث هنا السنة الماضية.

Kızlarım Lipsi ve Greta için bu durum geçen hafta geçerliydi.

بالنسبة إلى بناتي، ليبسي وجريتا، كان الأسبوع الماضي.

Her geçen gün uzayla ilgili yeni bir şeyle r keşfediyoruz

كل يوم نكتشف شيئًا جديدًا عن الفضاء

Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.

‫دعونا نبدأ بسمها،‬ ‫خليط قوي وسريع المفعول‬ ‫والسريان في الدم وقاتل.‬

Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.

‫في هذه المواجهة،‬ ‫وحيد قرن يستهدف قروياً هندياً‬ ‫يسير عبر حقل أرز.‬

Ileri sürdü.Bu , evliliğin yerine geçen bir sözleşme değil, daha çok bir medeni

تعبيره ليس عقداً بديلاً عن الزواج انما هو اتفاقٌ مدنيٌ