Translation of "Ederek" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Ederek" in a sentence and their arabic translations:

Temas ederek seks yapıyorlar.

هو عضو الرجل، والجزء الذي يتمّ اختراقه.

Bunu başkasının hareketlerini taklit ederek

يمكنك نقلها عن طريق محاكاة حركة شخص آخر،

TechCrunch Disrupt ortamını taklit ederek

محاكية جو تيك كرنش ديسرابت،

Hayatını sürüngen araştırmalarında öncülük ederek geçirdi

‫أمضى عمره وهو غارق في البحث الرائد‬ ‫عن الزواحف،‬

Böylece girişimci olumsuz kayıplar elde ederek

وتزيد من دون قصد من ارتباطها

Bazı iyi ortakları da dâhil ederek

ومع بعض الشركاء الجيدين،

Hem de öğrenci çıktılarını geliştirmeye dikkat ederek

حيث نسعى لتحقيق عائد للمستثمرين

Yapmak istediğimiz değişikler, sadece hayal ederek gerçekleştirilemez.

فالتغييرات التي نرغبُ فيها، لا يمكنُ تحقيقها من خلال الحلم فقط

Hiçbirimiz siyahi veya Cumhuriyetçilerden nefret ederek doğmuyoruz.

لا أحد منا يخرج من الرحم وهو يكره السود أو الجمهوريين.

Bu da, daha fazla kişiye hizmet ederek

ما يسمح بخدمة المزيد من الناس

önüne gelen her şeyi yok ederek ilerliyor

يتقدم من خلال تدمير كل ما يأتي أمامك

Al-Mansurah savaşında Haçlı ordusunu yok ederek gösterdi

وكان من القادة الذين دمروا جيش الصليبيين في معركة المنصورة عام 1250 رفقة قطز،

Diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

يستمر النمل الآخر في الصعود فوق هذا الجسر

Dikkat ederek ve yüksek standartlarını karşılamayan subayları işten

هنا أسس سمعته كمسؤول استثنائي ومدير

Riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek

قادر على أن يغيّـر العقل غير الناضج لدى المراهق

O kadar çok fazla dua ederek zamanlarını harcıyorlar ki.

ومن أجل التدخل الإلهي في حياتهم.

Arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar

النمل من الخلف يتبع هذه الآثار الكيميائية

İngiliz komutan General O'Hara'nın yakalanmasına yardım ederek kendini gösterdi.

بالمساعدة في القبض على القائد البريطاني الجنرال أوهارا.

Altıncı Kolordu'nun saldırısı Rus solunu paramparça ederek Napolyon'un en

حطم هجوم الفيلق السادس اليسار الروسي ، مما أدى إلى أحد

Gazı olan karbondioksitin yol açtığı dünyayı öldürmekle tehdit ederek

بالتلويح بقتل الارض مدفوعاً بغازاتٍ تعد السلاح القاتل له

O anda yaşadığın şeyi fark ederek onunla bağlantıyı sürdürdün mü?

مدركاً ومتواصلاً مع التجربة القائمة لحظة بلحظة؟

Bu yüzden çocukların hepsi 45 dakikayı hareket ederek, koşturarak geçiriyordu.

كان الأطفال يقضون 45 دقيقة يتحركون ويستمتعون.

Daha sonrasında ise rastgele hareketler ederek güneş sisteminin içerisinde ilerliyor

ثم يتحرك بشكل عشوائي ويتحرك داخل النظام الشمسي

, ancak farklılıklarını bir kenara koydular. Birlikte, bir ateşkes imzalandığına ikna ederek

معا ، خدعوا قائدًا نمساويًا لتسليم جسر الدانوب الحيوي ، من

Bundan etkilenen Suriye rejimi günlerle genişledi, Emma'nın etkisi müdahale ederek genişledi.

النظام السوري المصابين منه مع الايام توسع نفوذ ايما لتتدخل

Sırp şövalyeleri düşmanın yanından geçerek Sigismund'un sağ kanadını birkaç dakika yok ederek

اندفع الفرسان الصرب نحو العدو، مما تسبّب في انهيار الجناح الأيمن لسيغيسموند

Baldızı Aimée Leclerc ile evlenmeye teşvik ederek Davout'u Birinci Konsolos'un geniş ailesine kattı.

أخت زوجة بولين بونابرت ، مما أدى إلى ضم دافوت إلى عائلة القنصل الأول الممتدة.