Translation of "Araç" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Araç" in a sentence and their arabic translations:

Tamam, bir araç daha.

حسنًا، إليكم أداة أخرى للتنبؤ.

Bir diğer uçan araç.

حسنًا! سفينة محلّقة أخرى.

Araç kullanırken yola odaklanmalısın.

يجب أن تركز على الطريق أثناء القيادة.

Sami saatlerce araç kullandı.

ساق سامي لساعات.

Sahiden dil bir araç olsaydı oldukça zayıf bir araç olurdu.

لو كانت اللغة أداة فستكون أداة غير مجدية.

Püf noktalar, araç gereçler, ustalık --

- كل الحيل والأدوات والمهارة

Açıkçası, oldukça özelleştirilmiş bir araç.

بكل وضوح، إنها وسيلة مميزة جدًا.

Yıllarca Elektrikli Araç Birliği'nin başında

هي تترأس لسنوات جمعية السيارات الكهربائية

Leyla araç sürmeye devam etti.

واصلت ليلى السّياقة.

Çünkü sanat çok güçlü bir araç.

لأن الفن أداة قوية.

Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.

اعتقله الشرطي لقيادته تحت تأثير الكحول.

Beyin etkinliklerini ölçmek için araç ve labarotuvarlara

والمعامل والأجهزة لقياس نشاط أدمغتهم،

Ve araç filosunun tamamını karbondan arındırmak istiyorlar.

كما أنهم يتطلعون إلى تخليص جميع مركباتهم من الكربون.

Leyla sanki yolun sahibiymiş gibi araç sürüyor.

ليلى تسوق و كأنّ الطّريق ملك لها.

Temelinin eğitim olduğunu öğretmesiyle güçlü bir araç olabiliyor.

في تعريفنا أن التعليم هو جوهر المجتمع.

Yapay zekâ insanlarla analitik bir araç olarak çalışacak,

وسيعمل الذكاء الاصطناعي مع البشر كأدوات تحليلية

Ve Osla'da Elektrikli Araç sahiplerinin tecrübelerini çevrelerindekilere anlatma

وفي (أوسلو)، يمكننا أن نرى كيف يكون حماس ممتلكي السيارات الكربائية

Neredeyse tüm araç şirketleri üretim durdurdu, kepenk kapattı.

تقريبا جميع شركات السيارات توقفت عن الإنتاج ، وأغلقت المصاريع.

Ekonomik, politik ve sosyal sistemleri desteklemek için bir araç.

التي تُفيد بعض الأشخاص وتُضر بالآخرين.

- Sarhoş araba sürdüğü için tutuklandı.
- Alkollü araç kullanmaktan tutuklanmıştı.

اعتقل لقيادته و هو سكران.

Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,

تتعامل المدارس ذات الموارد المنخفضة مع تجيهزات أقل جودة،

Sihir numaraları bu durumu incelemek için oldukça etkili bir araç

توفر الحيل السحرية أداة قوية للتحقيق في ذلك،

O parka giderek parkı kendisi için bir araç haline getirdi.

ومن خلال الذهاب لتلك الحديقة، أصبحت تلك الحديقة بمثابة المركبة لهم.

Araç, bisiklet veya otobüs olsun tüm ulaşımı elektrikli hale getirme gibi

بدأت الآن في رحلةٍ جريئةٍ من تحويل جميع وسائل النقل إلى كهربائية،