Translation of "örneğin" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "örneğin" in a sentence and their arabic translations:

Örneğin,

على سبيل المثال،

Yani, örneğin,

إذًا، على سبيل المثال

Örneğin, yemek.

الغذاء، على سبيل المثال.

Örneğin TED,

من قبل TED،

Örneğin, restoran işindeyseniz

على سبيل المثال، إذا كنت تعمل في مطعم،

"Kh" sesi örneğin.

صوت "كه" على سبيل المثال.

Blok zinciri örneğin:

فكروا في قواعد البيانات المتسلسلة.

Bu olay, örneğin

وهذا تفسيري؛ على سبيل المثال

Örneğin, maddi kayıp:

على سبيل المثال، في حال خسارتك المالية:

Birleşik Devletler'de örneğin,

مثلاً في الولايات المتحدة

Örneğin ağırlığı ne?

على سبيل المثال، كم ثقلها؟

, örneğin Ptlt yılları.

سبيل المثال بتلت سنين.

Örneğin biri şunu dediğinde:

إذا قال لك أي أحد ،

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

فعلى سبيل المثال، في سياتِل، حيثُ أعيش،

Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,

مثلًا، خذوا تركيز ثاني أكسيد الكربون في الجو،

Örneğin derin öğrenme ağına

على سبيل المثال، إذا عرضنا لشبكة التعلم العميق

Lifestyle Heart Trial'ı düşünün örneğin,

لنأخذ مثلا، مقال "Lifestyle Heart Trial"،

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

يمكننا أن نرى ذلك، على سبيل المثال، في "الأسد الملك".

Yazarlık yaparken örneğin, senaryo yazarlığı,

عند الكتابة، على سبيل المثال كتابة السيناريو،

örneğin astıma neden olan genlerde.

كالجينات المسؤولة عن مرض الربو.

Örneğin, bana görsel zekâyı hatırlatan

وهذا مثال لعملٍ فني

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

خذ ذاك الجليد على سبيل المثال.

Örneğin entegre mahalle ve okullar.

حرفياً، مثل أحياء متكاملة ومدارس.

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

هنا، على سبيل المثال، لدينا عائلة في زمبابوي،

Larry Page, örneğin, Jeff Bezos--

(لاري بيدج) و (جيف بيزوس) على سبيل المثال

Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,

حسناً ، على سبيل المثال إذا كنت أحمل قيمًا محافظة،

Örneğin: Neden Apple çok yenilikçi?

على سبيل المثال: لماذا شركة أبل في غاية الإبداع؟

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

على سبيل المثال، الأشخاص الذين يعانون من اضطراب القلق المعمّم

Örneğin, "Belli ki başka bir casus

مثل : "حسناً, كل ما أطلعتنا عليه يا بيكارت هو أنه هناك جاسوس آخر,

Örneğin Julio Castro, kendisi bir doktor

على سبيل المثال، خوليو كاسترو،

Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''

مثل عمود البطانيات الطّوطَمي للفنانة ماريا وات (Maria Watt).

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

مثل رتبة " الصديق" لمن يتمتعون بصفة الودية مع الآخرين،

Örneğin burada Çin ve ABD arasındaki

لذا أمامنا بلدان، الصين والولايات المتحدة.

Bir virüs böyle görünür örneğin koronavirüsü.

هكذا يبدو فَيروس مثل فيروس الكورونا

Ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

على سبيل المثال،مع النباتات التي يعتمد عليها البرغر اللذيذ،

Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir

على سبيل المثال، الروبوتات رائعة في العمل المتكرر والمقيّد،

Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta

على سبيل المثال، مريضة مصابة بسرطان الثدي

Örneğin, 1700'lerde toplum yasal kölelik konusunda uzlaşmıştı.

كمثال، في السبعينيات، المجتمع وافق على العبودية الشرعية.

İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin

اخْتر موضوعًا من شأنه إجلاء التضارب.

Bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

على سبيل المثال، لتوصل كيلوجرامًا واحدًا إلى سطح القمر،

. Örneğin Yemen'de yüksek binalarla dolu bir şehir var

اذا امكن. ففي اليمن مثلاً توجد مدينةٌ كاملةٌ تملؤها المباني

Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.

اليابان مليئة بالمدن الجميلة. على سبيل المثال، كيوتو ونارا.

Örneğin, gidip konut kredisi alsanız sizden bir ücret alınırdı.

مثلاً، إذا ذهبت للحصول على رهن عقاري، تم تحصيل رسوم منك.

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

وتشمل الخوف والانبطاح للاحتماء في الحروب على سبيل المثال...

şöyle ki; örneğin tsunami de dalga boyu 20 metreyken

يسمى؛ على سبيل المثال ، عندما يبلغ طول تسونامي 20 مترا

Örneğin, bir Perşembe sabahı saat 7'de bahçenizi biçmeye başlamayın.

على سبيل المثال، لا تقصوا العشب في السابعة صباحًا يوم السبت.

örneğin; bir gemi suda ilerlerken gözden bir süre sonra kayboluyor

فمثلا؛ يختفي بعد حين تبحر السفينة في الماء

örneğin Silikon Vadisi şirketi Theranos'u kan testi için birçok patent almadan

لألقت القبض، مثلاً، على شركة السيليكون فالي ثيرانوس

Örneğin,siz bir bilim adamısınız ve insanlığa mükemmel faydada bir buluşlarınız var

على سبيل المثال ، أنت عالم ولديك اختراع يعمل بشكل مثالي للبشرية

Mesela örneğin bundan on beş yıl önce ahşap bir masa almak istiyorsunuz Google'a yazmanız gereken şey şu olurdu ;

على سبيل المثال ، إذا كنت ترغب في شراء طاولة خشبية منذ خمسة عشر عامًا ، فسيتعين عليك الكتابة إلى Google ؛

Etmelerini yasaklayan kendi kodlarına sahip olan Jomsvikingler - örneğin bir tanesi başlarının kesilmesi için diz çökmeyeceğini söyledi, ayağa kalkmakta ve önden başlarının kesilmesinde

من التعبير عن الخوف في أي وقت - قال أحدهم على سبيل المثال إنه لن يركع على ركبتيه لقطع