Translation of "Volvieron" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Volvieron" in a sentence and their turkish translations:

Todos volvieron.

Herkes döndü.

- Volvieron.
- Regresaron.

Onlar geri geldiler.

Volvieron a casa.

Onlar eve geldi.

Se volvieron locos.

- Onlar delirdiler.
- Onlar çıldırdı.
- Onlar kafayı yedi.
- Çıldırdılar.
- Kafayı yediler.
- Delirdiler.

Lo volvieron a escribir.

Onlar bunu yeniden yazdı.

Que volvieron a ser adolescentes.

Tekrar genç bir delikanlı gibi hissettiğini söylemişti.

Lo volvieron a atrapar rápidamente.

Biri onu hızla yeniden ele geçirdi.

Mis hemogramas volvieron a la normalidad,

kan sayımlarım normale dönmüştü

Algunos volvieron a Namche y cortaron árboles.

Bu yüzden, bazılarımız Namche'ye dönüp odun ve kereste topladılar.

Tiene tres hijos que se volvieron músicos.

Onun müzisyen olan üç oğlu vardır.

Las hojas del árbol se volvieron amarillas.

Ağacın yaprakları sarardı.

Con el tiempo, las imágenes se volvieron rojas,

Zamanla bu resimler kırmızıya boyanmaya başladı,

- ¿Cuándo volviste de Alemania?
- ¿Cuándo volvieron de Alemania?

Almanya'dan ne zaman döndün?

Hicieron las paces y volvieron a ser amigos.

Anlaşmazlığı giderdiler ve tekrar arkadaş oldular.

De cien guerreros volvieron diez ilesos, los demás perecieron.

Yüz savaşçıdan on tanesi yaralanmamış olarak geri geldi; gerisi öldü.

Y no me volvieron a invitar ni a un botecito,

22 milyon dolarlık yatı bir kenara bırakın

Ya han pasado cinco años desde que volvieron de Japón.

Onlar Japonya'dan döndüklerinden beri zaten beş yıl oldu.

Ella se sentía sola cuando todos sus amigos volvieron a casa.

Bütün arkadaşları eve gittiğinde o yalnız hissetti.

Las teclas del piano se volvieron amarillas debido a la edad.

Piyanonun tuşları yaşı nedeniyle sararmış.

- Ellos han vuelto.
- Ellas han regresado.
- Ellos están de regreso.
- Volvieron.
- Regresaron.

- Geri geldiler.
- Onlar geri geldiler.

Tom y Mary se miraron mutuamente y luego volvieron la vista a John.

Tom ve Mary birbirine baktı ve sonra da tekrar John'a baktılar.

- Los dichos de Tom fueron usados en su contra.
- Las palabras de Tom se le volvieron en contra.

Tom'un ettiği laflar kendi ayağına dolandı.

- Todas las hojas del árbol se pusieron amarillas.
- Todas las hojas en el árbol se pusieron amarillas.
- Todas las hojas del árbol se volvieron amarillas.

Ağacın tüm yaprakları sarardı.