Examples of using "Tomate" in a sentence and their turkish translations:
Otobüse bin.
Patlıcan, havuç, domates.
O domates gibi kırmızıydı.
Domates çorbasını severim.
Domates suyunu.
O domates gibi kırmızıydı.
İki kutu konserve domates istiyorum.
Hiç domates ezdin mi?
Hiç domates ezdin mi?
Eğer istiyorsan öğleden sonra izin al.
"O sarı şey ne?" "Bu mu? O bir domates." "Bir domates mi? Sarı domates diye bir şey var mı?"
- Bu domates konservesine ulaşamıyorum.
- O domates konservesine erişemiyorum.
Domates bir meyve mi yoksa bir sebze midir?
Domates salatasını buzdolabına koy.
Tom benim pastırmalı, marullu ve domatesli sandviçimi yedi.
Etli, peynirli ve domatesli sandviçleri severim.
Ektiğim domatesleri don vurdu.
Domates bitkileri için en iyi gübre nedir?
Eğer miden ağrıyorsa bitkisel çay iç.
Gazpacho İspanya'dan bir soğuk domates ve sebze çorbasıdır.
salçalı ekmek sokak lezzetlerinden vazgeçilmezlerdendir yani
Lütfen bana hardal ve ketçaplı iki sosisli sandviç verin.
eğer bir anne çocuğuna salçalı ekmek veya sandviç hazırlayacaksa
Domates çorbası için İskoç tarifi: Kırmızı fincan içine sıcak su dökün.
Domates sosunu ne kadar uzun kaynatırsan o kadar lezzetli olur.
- Acele etmeyin. Aceleye gerek yok.
- Yavaş yapın. Acele etmeye gerek yok.