Translation of "Saliendo" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "Saliendo" in a sentence and their turkish translations:

Voy saliendo.

Dışarı çıkıyorum.

Estamos saliendo.

Biz çıkıyoruz.

¿Adónde vas saliendo?

Nereye gidiyorsun?

El sol está saliendo.

Güneş doğuyor.

Sigo saliendo con ella.

Hâlâ onunla çıkıyorum.

El sol está saliendo ya.

Güneş şimdi yükseliyor.

- Voy saliendo.
- Ya me voy.

Ben şimdi gidiyorum.

Está saliendo vapor del motor.

Motordan buhar çıkıyor.

El avión está justo saliendo.

Uçak çalışmak üzere.

Tom está saliendo con Mary.

Tom, Mary ile çıkıyor.

Hasta allí, todo iba saliendo bien.

Böylece bir şeyler yolunda gidiyordu.

Mucha gente está saliendo del cine.

Bir sürü insan sinemadan çıkıyor.

Pensé que estabas saliendo con Tom.

Tom'la çıktığını düşündüm.

Ella está saliendo con mi hermano.

Erkek kardeşimle çıkıyor.

Él está saliendo con mi hermana.

Kız kardeşimle çıkıyor.

Fueron saliendo consecutivamente de la habitación.

Onlar peş peşe odadan çıktılar.

- Ha estado saliendo con él durante unos dos años.
- Lleva unos dos años saliendo con él.

O yaklaşık iki yıldır onunla flört ediyor.

Me está saliendo una muela del juicio.

Benim yirmilik dişlerden biri çıkıyor.

Me están saliendo las muelas del juicio.

Yirmilik dişler geliyor.

Se te está saliendo el segundo botón.

İkinci düğmen kopuyor.

Él entró justo cuando yo iba saliendo.

Tam dışarı çıkıyorken, o içeri geldi.

Creo que Tom y Mary están saliendo.

Tom ve Mary'nin flört ettiklerini düşünüyorum.

¿Sabías que Tom y Mary estaban saliendo?

Tom ve Mary'nin flört ettiklerini biliyor muydun?

Tom aún está saliendo con Mary, ¿no?

Tom hâlâ Mary ile çıkıyor, değil mi?

No sabía que estabas saliendo con alguien.

Biriyle görüştüğünü bilmiyordum.

Estaba saliendo de mi oficina en San Diego

San Diego'daki büromdan çıkıp

Verán humo saliendo de la ladera de la montaña.

Dağın yan tarafından çıkan dumanı görürsünüz.

Cogieron a Tom saliendo a hurtadillas de la habitación.

Tom odadan sinsice çıkarken yakalandı.

Tom no sabía que Mary estaba saliendo con John.

Tom Mary'nin John'la çıktığını bilmiyordu.

- Me voy.
- Estoy saliendo.
- Lo dejo.
- Yo me voy.

- Ben gidiyorum.
- Gidiyorum.

Ha estado saliendo con él durante unos dos años.

O, yaklaşık iki yıldır onunla çıkıyor.

Tom quería saber con quién había estado saliendo Mary.

Tom Mary'nin kimle flört ettiğini bilmek istedi.

Mary está saliendo con dos tipos diferentes al mismo tiempo.

Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.

Me encontré con él justo cuando iba saliendo del colegio.

Tam okuldan çıkarken ona rastladım.

Estaba saliendo de casa cuando Tom me llamó por teléfono.

Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.

saliendo de un polo del imán y yendo al otro polo

mıknatısın bir kutbundan çıkıp diğer kutbuna doğru giderek

- Había humo saliendo de la chimenea.
- Salía humo de la chimenea.

Bacadan duman yükseliyordu.

Tom se paró y siguió a María saliendo de la oficina.

Tom kalktı ve ofisin dışında Mary'yi izledi.

Si Ivanka no fuera mi hija, quizás estaría saliendo con ella.

Ivanka kızım olmasa, belki onunla çıkıyordum.

"¿Todavía estás saliendo con Tom?" "No, rompimos a principios del mes pasado".

"Tom'la hala çıkıyor musunuz?" "Hayır, geçen ayın başında ayrıldık."

Tom no quería que nadie supiera que él había estado saliendo con María.

Tom hiç kimsenin Mary ile çıktığını bilmesini istemiyordu.

- A mi padre le están saliendo canas.
- Mi padre se está quedando canoso.

Babamın saçları ağarıyor.

De gente blanca saliendo de las tiendas con comida, (En el texto: Huracán Katrina, 2005)

beyazların yiyecekle mağazadan çıktığı fotoğraf

Tom fue asesinado por el esposo de la mujer con la que había estado saliendo.

Tom birlikte zaman geçirdiği kadının kocası tarafından öldürüldü.

Ayudados por la marea alta de la luna nueva, varios miles de su especie están saliendo a la superficie.

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

- Tom no sabía que Mary estaba viendo a alguien más.
- Tom no sabía que Mary estaba saliendo con alguien más.

Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.

Ella tiene un novio con el que ha estado saliendo desde el instituto, pero siente que su relación está estancada, así que ha terminado en un estado de apatía.

Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var ama o onların ilişkilerinin tekdüze olduğunu hissediyor, bu yüzden o hoşnutsuz oldu.