Translation of "Reputación" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Reputación" in a sentence and their turkish translations:

- Tom tiene mala reputación.
- Tom tiene una mala reputación.

Tom kötü bir üne sahiptir.

Ese incidente dañó su reputación.

- Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- Bu olay onun ününü zedeledi.

El incidente manchó su reputación.

Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.

El chisme hirió su reputación.

- Dedikodu onun ününü rencide etti.
- Dedikodu namına zarar verir.

Él tiene una buena reputación.

O iyi bir üne sahiptir.

Él ha perdido su reputación.

Onurunu kaybetti.

Su reputación estaba en peligro.

Şöhreti tehlikedeydi.

Ella tiene una mala reputación.

Onun kötü bir ünü var.

Mi reputación está en juego.

İtibarım tehlikede.

- Su reputación va con él donde sea que vaya.
- Su reputación le sigue adondequiera que vaya.

O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.

Tenía una buena red, una buena reputación...

İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı

Este escándalo le ha costado su reputación.

O skandal onun şöhretine mal oldu.

Tiene una buena reputación allá donde vaya.

Nereye giderse gitsin iyi bir üne sahiptir.

A él le importa mucho su reputación.

İtibarına çok dikkat eder.

Tom se preocupa mucho por su reputación.

Tom ününü çok önemser.

Aquí estableció su reputación como un administrador excepcional

dikkat ederek ve yüksek standartlarını karşılamayan subayları işten

Muchos científicos tienen la reputación de ser excéntricos.

Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.

Similarmente, la reputación es otra poderosa fuerza económica, ¿correcto?

İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?

Vivís libremente si no tenés una reputación que perder.

- Kaybedecek bir şöhretin yoksa,özgür bir şekilde yaşarsın.
- Kaybedecek bir itibarın yoksa; özgürce yaşarsın.

Tom tiene una muy mala reputación por la ciudad.

Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.

Es muy difícil estar a la altura de su reputación.

Ününüze ulaşmak çok zor.

Tom tiene reputación de jamás escuchar el consejo de nadie.

Tom kimsenin tavsiyesi asla dinlemeyen bir üne sahiptir.

Tiene la reputación de ser el mejor abogado de la ciudad.

Bu kentteki en iyi hukukçu olarak bilinir.

Tom tiene reputación de nunca dejar las cosas listas a tiempo.

- Tom işleri asla zamanında yaptırmayan bir üne sahip.
- Tom işleri asla zamanında yaptırmamakla ünlüdür.

Los ataques a humanos han empeorado la reputación de este gran felino.

Bu büyük kedi, insanlara saldırmasıyla kötü bir ün kazanmıştır.

La reputación de la escuela se ha visto dañada por la estupidez de Tom.

Okulun saygınlığı, Tom'un salaklığı yüzünden zarara uğramış görünmekte.

Con una reputación temible y un arsenal afilado durante siglos. Es rápido, agresivo y muy venenoso,

gelişmiş bir cephaneye sahip, kâbus gibi bir yaratıktır. Hızlı, agresif ve son derece zehirlidir

Una reputación por el trabajo sobresaliente del personal significaba que sus servicios tenían una gran demanda,

Olağanüstü personel çalışmasıyla tanınması, hizmetlerinin yüksek talep görmesi anlamına geliyordu ve

En el proceso, se ganó la reputación de un comandante organizado y decisivo, y un táctico brillante.

Bu süreçte organize ve kararlı bir komutan ve parlak bir taktikçi olarak ün kazandı.

La reputación es muy inestable. La fidelidad es inconstante. Los equipos directivos se distancian cada vez más de su personal.

Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

- Tom tiene reputación de nunca dejar a nadie más decir nada.
- Tom tiene fama de no dejar nunca a nadie más decir nada.

Tom'un başka birinin bir şey söylemesine asla izin vermeyen bir ünü vardır.