Translation of "Permaneció" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Permaneció" in a sentence and their turkish translations:

Él permaneció mudo.

O sessiz kaldı.

Tom permaneció despierto.

Tom uyanık kaldı.

Tom permaneció cerca.

Tom yakın kaldı.

Permaneció pobre toda su vida.

- O, bütün hayatı boyunca fakir kaldı.
- Ömrü boyunca fakirliği bitmedi.

Tom permaneció cerca de Mary.

Tom Mary'nin yanında durdu.

El termómetro permaneció a 15 grados.

Termometre 15 derecede durdu.

Ella permaneció soltera toda su vida.

Bütün hayatı boyunca bekar kaldı.

Permaneció en silencio durante la comida.

Yemek sırasında sessiz kaldı.

Tom permaneció soltero toda su vida.

Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.

La puerta permaneció cerrada todo el día.

Kapı bütün gün kapalı kaldı.

El permaneció impasivo incluso delante del peligro.

Tehlike olduğunda bile sakin kaldı.

Pero no permaneció en desgracia por mucho tiempo.

Ama uzun süre utanç içinde kalmadı.

El país permaneció neutral durante la Segunda Guerra Mundial.

O ülke II.Dünya Savaşı boyunca tarafsız kaldı.

La luz lo cegó, por un momento permaneció inmóvil.

Işık onu körletti. O birkaç dakika hareketsiz durdu.

David permaneció en el andén mientras el tren estuvo a la vista.

Tren görünürken David platformda kaldı.

Tras la abdicación de Napoleón, Suchet permaneció invicto, todavía sosteniendo la frontera francesa.

Napolyon'un tahttan çekilmesinin ardından Suchet, hala Fransız sınırını elinde tutarak namağlup kaldı.

Vi al espíritu que descendía del cielo como paloma y permaneció sobre él.

Cennetten bir Ruhun bir güvercin olarak geldiğini ve onda kaldığını gördüm.

Pero permaneció en el campo, dirigiendo el ataque ... que, en última instancia, tuvo éxito.

ancak sahada kalarak saldırıyı yönetti ... ki bu sonuçta başarılı oldu.

- Como no sabía qué decir, se quedó callado.
- Como no sabía qué decir, permaneció callado.

Ne söyleyeceğini bilmediği için, o sessiz kaldı.

La joven, asistida por Tom, permaneció unos momentos sin hablar, mirando a la isla que desaparecía en el horizonte.

Tom tarafından bakılan genç kadın ufukta kaybolan adaya bakarken, bir süre konuşmadan kaldı.