Examples of using "Moda" in a sentence and their turkish translations:
Bu, moda!
Moda çabucak değişir.
Uzun etekler moda.
Senin eteğin modası geçmiş.
- O zaten demode.
- Onun zaten modası geçmiş.
Mary bir moda tasarımcısı.
Onun modası geçti.
O bir moda tasarımcısı.
Bu en son moda.
Kısa eteklerin modası çoktan geçti.
Mini eteklerin modası geçti.
Paris'te moda nedir?
Mağazanın vitrinleri en son modayı sergiler.
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
Bu ayakkabılar eski modadır.
Moda bir kısır döngüdür.
Tendlere yetişmekten vazgeçtim.
Uzun saçın modası geçti.
O sanatçı çok popülerdir.
Bu kelime artık yaygın olarak kullanılmamaktadır.
Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
Kısa etekler yeniden moda oldu.
İlk önce modalar çok hızlı değişir.
Soluk pantolonlar hâlâ modadır.
O her zaman moda kıyafetler giyer.
Modayı izleme.
O, şimdiki moda hakkında çok şey bilir.
O her zaman demode olan giysileri giyer.
Julio asla klas değil.
Bu kıyafetim çok demode.
Onun eteği tamamen demode.
Bu kravat çok demode.
Favori moda tasarımcın kimdir?
Tom'un stil duygusu yok.
Kısa eteklerin modası çoktan geçti.
Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım.
Siyah ceketler bu kış moda.
Cep sözlüklerinin modası geçmiş.
O tür elbise şimdi moda.
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
Milano, İtalya'nın moda başkentidir.
Mini eteklerin tekrar geri geleceğini düşünüyor musun?
O günlerde uzun etekler modaydı.
Kız kardeşim bir moda dergisinin abonesidir.
Sence üç köşeli şapkalar tekrar moda olur mu?
Tom modaya ayak uydurmaya bile çalışmaz.
Kulelerin seçimi genellikle zevk, moda veya maliyete bağlıdır.
Bayan böyle eski moda bir gömlek giymekte ısrar etti.
Uzun elbiseler bu yıl moda oldu.
Bu sadece şu can sıkıcı moda sözcüklerden biri.
En son modalara ayak uydurmak çok pahalı.
O metotlarında zamanın gerisindedir.
Babam yaşlıdır ama demode değildir, modaya uygun giyinir.
Eski kıyafetlerini daha modaya uygun hale getirmek için değiştirdi.
Mary'nin kocası geçmiş yıl dönümü yemekleri için onu lüks bir Fransız restoranına götürdü.
Burası çok şık değil.
Bilirsin, ben biraz eski modayımdır.
İşe git, çocuklarını okula gönder. Modayı takip et, normal hareket et, kaldırımda yürü, televizyon izle. Yaşlılığın için para biriktir. Kanunlara uy. Benimle birlikte tekrarla: Ben özgürüm.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.