Examples of using "Mínimo" in a sentence and their turkish translations:
Tehlike son derece düşük.
Asgari ücret nedir?
İsveç'te asgari ücret nedir?
Gürcistan'da en düşük maaş nedir?
Hasar minimumda tutuldu.
Asgari ücretin kaldırılması gerekir.
İtalya'da asgari ücret nedir?
- Türkiye'de en düşük maaş nedir?
- Türkiye'deki en düşük maaş nedir?
İzlanda'da asgari ücret nedir?
Arjantin'de en düşük maaş nedir?
Hollanda'da en düşük maaş nedir?
Irak'ta en düşük maaş nedir?
Avustralya'da asgari ücret nedir?
Onun hiç kalbi yok.
Maliyeti asgariye indirmeliyiz.
Şubat ayında en az her üç günde bir kar yağar.
Asla sonuçla ilgilenmiyorum.
Ülkenizdeki asgari ücret nedir?
Bu seni hiç ilgilendirmez.
En ufak bir tereddüt göstermeden, kendi arabasını sattı.
Ben fizikle zerre kadar ilgilenmiyorum.
Trende beşten az yolcu yoktu.
Şifre en az altı karakterden oluşmalı.
ama iki durumda da umursamazsınız.
Aşırı hassas antenleri en ufak hareketi algılamaya ayarlı.
O dönemlerde asgari ücret diye bir uygulama yok
En küçük hata ölümcül bir felakete götürebilir.
Asker zerre kadar ölmekten korkmuyordu.
O artık genç değil. O en azından otuz yaşında.
- Onun kim olduğunun benim için zerre önemi yok.
- Onun kim olduğu hiç umurumda değil.
Sevgisiz yaşamın hiç anlamı yoktur.
Hisse senedi fiyatları rekor seviyede düştü.
okuma ve matematikte minimum yeterlik seviyesine ulaşamıyor.
ama virüse daha az maruz kalarak bu riski azaltacağımızı biliyoruz.
"Uzun bir günün ardından yorgun olmalısın." "Hayır, hiçbir şekilde."
- Benim için fark etmez.
- Umurumda değil.
Tom Mary'nin ondan hiç hoşlanmadığına inanmayı zor buldu.
Eylemde en az altı yüz insan öldü.
En temel gerçekleri bile kavrayamayan ve bunu fark edemeyecek kadar cahil insanlara hiçbir zaman ne diyeceğimi bilmiyorum.