Translation of "Habitantes" in Turkish

¿Cuántos habitantes tiene Nueva York?

Newyork'un nüfusu nedir?

¿Cuántos habitantes tiene aproximadamente esta ciudad?

Bu şehrin nüfusu yaklaşık ne kadar?

Es un pueblecito de doscientos habitantes.

Bu, iki yüz sakini olan bir köy.

Una que tiene 7 millones de habitantes.

yedi milyon insanın yaşadığı bir şehir

Los habitantes de la isla son amigables.

Adanın sakinleri cana yakındır.

Los habitantes se rebelaron contra el amo.

- Halk yöneticiye karşı ayaklandı.
- İnsanlar yöneticiye karşı isyan etti.

10% de los habitantes provienen de Japón.

Sakinlerinin % 10'u Japonya'dan geliyor.

Belgrado tiene cerca de dos millones de habitantes.

Belgrad'ın yaklaşık bir milyon nüfusu vardır.

Muchos habitantes de los Estados Unidos hablan español.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok sakinler İspanyolca konuşurlar.

Todos sus habitantes, hombres, mujeres y niños... son masacrados.

Kasaba sakinleri olan tüm kadın, erkek ve çocuk herkes katledildi!.

Bucarest tiene una población de 2,1 millones de habitantes.

- Bükreş'in nüfusu 2,1 milyondur.
- Bükreş'in 2,1 milyon sakini vardır.

Viví en un pueblo de 1000 habitantes durante 15 años;

15 yıl boyunca bin kişilik bir kasabada yaşadım.

Tenían a un 7 % de sus habitantes en la pobreza

vatandaşların %7'si yoksulluk mağduruydu,

Mi pueblo tiene una población de alrededor de 30,000 habitantes.

Kasabam yaklaşık 30,000 kişilik bir nüfusa sahiptir.

La nueva ley fue ejercida en los habitantes de la isla.

Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.

Los habitantes de la ciudad dependen del río para beber agua.

Şehrin sakinleri içme suyu için nehre bağlıdır.

A los habitantes ... los harán, con su conducta, cuidar del gobierno del

güvenlik vereceksin ... davranışlarınla, onları Kral Joseph'in hükümetine

Más de la mitad de los habitantes están en contra del plan.

Oturanların yarısından fazlası plana karşı çıkıyor.

Los problemas de este país no se acaban, pero sí sus habitantes.

Bu ülkenin sorunları bitmez, ama insanı bitirir.

En cambio, descubrió que el 90% de los habitantes de Moscú habían huido.

Ama onun yerine şehir sakinlerinin %90'ın kaçtığını öğrendi

Era una certeza que los habitantes de esta isla habían cometido crímenes horribles.

Bu adanın sakinlerinin korkunç suçlar işledikleri kesin idi.

Población de alrededor de ciento sesenta y tres millones de habitantes, y las Maldivas

yaklaşık yüz altmış üç milyonluk bir nüfusa sahip olan Bangladeş ve

- Los habitantes tenían prejuicios contra los forasteros.
- Los vecinos eran recelosos de los recién llegados.

Köylülerin her gelene karşı bir önyargısı vardı.

Los habitantes de la ciudad siguieron con sus rutinas diarias, sin saber que, en el palacio,

Şehir sakinleri günlük rutinlerine devam ederken Sarayda dört tane Moğol elçisinin

Desde el punto de vista de la moral sexual los habitantes de América del Norte son más conservadores que los europeos.

Kuzey Amerikalılar cinsel ahlak açısından Avrupalılardan daha tutucudur.