Translation of "Camión" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Camión" in a sentence and their turkish translations:

- Estoy conduciendo un camión.
- Conduzco un camión.

Bir kamyon sürüyorum.

- ¡Qué camión más grande!
- ¡Qué gran camión!

Ne büyük bir kamyon!

Tengo un camión.

Bir kamyonum var.

Conduzco un camión.

Ben bir kamyon kullanırım.

Cargaron el camión.

Bagaj kamyonda yığılı.

Manejabas un camión.

- Bir kamyon sürdün.
- Bir kamyon sürdünüz.

Detén ese camión.

Şu kamyonu durdurun.

¡Aguas! ¡Viene un camión!

Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!

Él conduce un camión.

O bir kamyon kullanıyor.

Estaré en el camión.

Kamyonda olacağım.

¿Dónde está el camión?

Kamyon nerede?

Me gusta tu camión.

- Kamyonunu seviyorum.
- Kamyonunuzu seviyorum.

Está en tu camión.

- Bu sizin kamyonunuzda.
- Bu senin kamyonunda.

- Un camión chocó al perro.
- El perro fue impactado por un camión.

Köpek bir kamyon tarafından çarpıldı.

Un camión atropelló al perro.

Bir kamyon köpeğe çarptı.

El camión se ha ido.

Kamyon gitti.

Condujo el camión hasta Dallas.

- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
- Kamyonu Dallas'a kadar sürdü.

¿Puede Tom conducir un camión?

Tom bir kamyon sürebilir mi?

Él tiene un gran camión.

Onun büyük bir kamyonu var.

Felipe compró un camión moderno.

Felipe modern bir kamyon satın aldı.

El camión está siendo pesado.

Kamyon tartılıyor.

Tom compró su camión usado.

Tom kamyonunu kullanılmış satın aldı.

Estoy acostumbrado a manejar un camión.

Ben bir kamyon sürmeye alışkınım.

Tom nunca ha conducido un camión.

Tom hiç kamyon sürmedi.

Nuestro bus chocó con un camión.

Bizim otobüsümüz bir kamyonla çarpıştı.

Él sabe cómo conducir un camión.

O, nasıl kamyon süreceğini bilir.

Vimos tu camión en la carretera.

- Kamyonunu yolda gördük.
- Kamyonunuzu yolda gördük.

Yo manejo un camión de reparto.

Bir teslim kamyonu sürüyorum.

Hoy casi me chocó un camión.

Bugün neredeyse bir kamyon tarafından çarpılıyordum.

Tom cargó el camión con arena.

Tom kamyonu kumla doldurdu.

Él está en el otro camión.

O başka bir kamyonda.

El camión chocó con un auto.

Kamyon otomobil ile çarpıştı.

- Tom se volvió a sentar en su camión.
- Tom volvió a acomodarse en su camión.

Tom kamyonuna geri atladı.

- La calle estaba bloqueada por un camión enorme.
- La calle fue bloqueada por un enorme camión.

Sokak büyük bir kamyon tarafından tıkanmıştı.

¿Quién es el propietario de este camión?

Bu kamyonun sahibi kim?

Nuestro perro fue atropellado por un camión.

Köpeğimiz bir kamyon tarafından ezildi.

Un perro fue atropellado por un camión.

Bir köpek bir kamyon tarafından ezildi.

Se atravesó un camión en la carretera.

Bir kamyon yolun ortasında çaprazlamasına durdu.

Un enorme camión llegó doblando la esquina.

Büyük bir kamyon köşeye vardı.

Alquilamos un camión para trasladar nuestros muebles.

Mobilyamızı taşımak için bir kamyon kiraladık.

El perro fue impactado por un camión.

Köpek bir kamyon tarafından çarpıldı.

Le han robado el camión a Tom.

Tom'un kamyonu çalındı.

El portón era demasiado angosto para el camión.

Kapı kamyon için çok dardı.

Él fue mandado a volar por un camión.

O bir kamyon tarafından yere serildi.

Tom comenzó a bajar los costales del camión.

Tom çantaları kamyondan çıkarmaya başladı.

Tom encontró una billetera en el camión abandonado.

Tom terk edilmiş kamyonda bir cüzdan buldu.

- Él se corrió para darle paso al camión.
- Se echó a un lado para dejar pasar a un camión.

Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.

Un camión iba a toda velocidad por el camino.

Kamyon yolda tüm hızıyla dönüyordu.

Este camión admite una carga máxima de 5 toneladas.

Bu kamyon en fazla 5 ton yük taşıma kapasitesine sahip.

No estoy acostumbrado a conducir un camión tan grande.

Bu kadar büyük bir kamyonu sürmeye alışkın değilim.

Este camión transporta alimentos frescos de Aomori a Tokio.

Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.

Tom abandonó la idea de comprar un nuevo camión.

Tom yeni bir kamyon alma fikrinden vazgeçti.

Tu hermano compró un camión rosado la semana pasada.

Erkek kardeşin geçen hafta pembe bir kamyonet aldı.

Tengo miedo de chocar con un camión como ese.

Bunun gibi bir kamyonla çarpışmaktan korkuyorum.

Por poco me salvé de que me chocara el camión.

Bir kamyon tarafından çarpılmaktan güçlükle kaçtım.

Tres trabajadores a bordo del camión murieron en el accidente.

Kamyondaki üç işçi kazada öldü.

El camión casi atropelló al niño al dar marcha atrás.

Çocuk kamyon geri geri giderken neredeyse eziliyordu.

Ella estuvo a punto de ser arrollada por un camión.

Neredeyse bir kamyon tarafından ezilecekti.

Tom fue atropellado por un camión y murió al instante.

- Tom'a bir kamyon çarpmış ve oracıkta can vermiş.
- Tom'a bir kamyon çarptı ve olay yerinde hayatını kaybetti.

El camión de la basura pasa tres veces por semana.

Çöp toplayıcı, haftada üç kez gelir.

A un camión se lo llama «lorry» en Reino Unido.

İngiltere'de "truck" bir "lorry" olarak adlandırılır.

Tom se sentía como si lo hubiera chocado un camión.

Tom bir kamyon tarafından çarpılmış gibi hissetti.

El camión tuvo que parar porque su carga se había caído.

Yükü düştüğü için kamyon mecburen durdu.

Ese camión no transporta lo que la gente piensa que transporta.

Bu kamyon insanların düşündüğü şeyi taşımıyor.

El camión de combustible se estrelló contra la puerta y estalló.

Benzin kamyonu kapıya çarptı ve patladı.

Tom se preguntaba que le había pasado a su viejo camión.

Tom eski kamyonuna ne olduğunu merak etti.

- ¿Este camión va a la playa?
- ¿Este autobús va a la playa?

Bu otobüs plaja gider mi?

Un peatón fue atropellado ayer por un camión en este paso de cebra.

Dün bu yaya geçidinde bir yayaya kamyon çarptı.

La casa se quemó por completo antes que el camión de bomberos llegara.

İtfaiye aracı gelmeden önce ev temele kadar yandı.

Ahora se sienta uno al lado del otro en un camión a prueba de bombas.

Bugün ise bomba korumalı bir kamyonette bombayla yan yana duruyorsunuz.

Un camión atropelló a mi perro, no lo mató, pero le lastimó seriamente las patas.

Köpeğim bir kamyon tarafından ezildi, o ölmedi fakat ayağı kötü şekilde yaralandı.