Translation of "Barba" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Barba" in a sentence and their turkish translations:

- Él tiene barba.
- Tiene barba.

- Onun bir sakalı var.
- Sakalı var.

Mi barba crece rápido.

Sakalım çabuk büyüyor.

¿Puedo tocar tu barba?

Sakalına dokunabilir miyim?

Me encantas con barba.

Ben seni gerçekten sakallı seviyorum.

Tom está afeitándose su barba.

Tom sakalını tıraş ediyor.

Me estoy afeitando la barba.

Ben sakalımı tıraş ediyorum.

Él tiene una barba espesa.

Onun gür bir sakalı var.

Incluso las cabras tienen barba.

Keçilerin bile sakalı var.

Tom se acarició su barba.

- Tom kendi sakalını okşadı.
- Tom sakalını sıvazladı.

Tom se está dejando barba.

Tom sakal uzatıyor.

Una barba gris cubría su rostro.

Gri bir sakal yüzünü kaplıyordu.

No tenían barba, pelo ni cejas.

Onların hiç sakalları, saçı ve kaşları yoktu.

Mi padre tiene una barba roja.

Babamın kırmızı bir sakalı var.

Recortó su barba para la boda.

O, düğün için sakalını kesti.

Tom es el sujeto con barba.

Tom sakallı adam.

La barba no hace al filósofo.

Sakal filozof yapmaz.

¿Te has dejado crecer barba alguna vez?

Hiç sakal bıraktın mı?

¿Alguna vez te has afeitado la barba?

- Hiç sakalını tıraş ettin mi?
- Hiç sakal tıraşı oldun mu?

Conozco a aquel alemán de barba larga.

- Uzun sakallı o Alman'ı tanıyorum.
- Uzun sakallı o Alman'ı biliyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı tanıyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı biliyorum.

Aunque es joven, tiene la barba gris.

- Genç olmasına rağmen beyaz bir sakalı var.
- Genç olmasına rağmen sakalı beyaz.

Creo que deberías dejarte crecer la barba.

Bence sakal bırakmalısın.

Tom recortó su barba para la boda.

Tom düğün için sakalını düzeltti.

Tom se está dejando la barba de nuevo.

Tom yine sakal büyütüyor.

Tom tiene su barba recortada por un barbero.

Tom sakalını bir berbere düzelttirdi.

Él se dejó crecer barba para lucir más maduro.

Daha olgun görünmek için sakal uzattı.

Yo pienso que él se ve mejor con barba.

Onun sakallı daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

Se dejó crecer la barba mientras estaba de vacaciones.

O, tatildeyken sakal uzattı.

La última vez que vi a Tom, tenía barba.

Tom'u son kez gördüğümde sakalı vardı.

¿Cuándo fue la última vez que te afeitaste la barba?

- Sakalını en son ne zaman tıraş ettin?
- Sakalını en son ne zaman kestin?

Tom se ha dejado la barba por todo el verano.

Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır.

Creo que Tom se veía mejor antes de rasurarse la barba.

Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

¿Es una mujer con barba o un hombre con cuerpo de mujer?

O sakallı bir kadın mı yoksa kadın vücutlu bir adam mı?

Tom tiene una barba, igual que su padre, sus abuelos y sus hermanos.

Tom aynı babası, büyükbabaları ve kardeşleri gibi bir sakala sahip.

Si un filósofo no tiene barba blanca y larga no me fio de él.

Bir filozofun uzun, beyaz bir sakalı yoksa ben ona güvenmem.

- Él arrancó una de sus barbas.
- Él se arrancó uno de sus pocos mechones de barba.

O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.