Examples of using "Barba" in a sentence and their turkish translations:
- Onun bir sakalı var.
- Sakalı var.
Sakalım çabuk büyüyor.
Sakalına dokunabilir miyim?
Ben seni gerçekten sakallı seviyorum.
Tom sakalını tıraş ediyor.
Ben sakalımı tıraş ediyorum.
Onun gür bir sakalı var.
Keçilerin bile sakalı var.
- Tom kendi sakalını okşadı.
- Tom sakalını sıvazladı.
Tom sakal uzatıyor.
Gri bir sakal yüzünü kaplıyordu.
Onların hiç sakalları, saçı ve kaşları yoktu.
Babamın kırmızı bir sakalı var.
O, düğün için sakalını kesti.
Tom sakallı adam.
Sakal filozof yapmaz.
Hiç sakal bıraktın mı?
- Hiç sakalını tıraş ettin mi?
- Hiç sakal tıraşı oldun mu?
- Uzun sakallı o Alman'ı tanıyorum.
- Uzun sakallı o Alman'ı biliyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı tanıyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı biliyorum.
- Genç olmasına rağmen beyaz bir sakalı var.
- Genç olmasına rağmen sakalı beyaz.
Bence sakal bırakmalısın.
Tom düğün için sakalını düzeltti.
Tom yine sakal büyütüyor.
Tom sakalını bir berbere düzelttirdi.
Daha olgun görünmek için sakal uzattı.
Onun sakallı daha iyi göründüğünü düşünüyorum.
O, tatildeyken sakal uzattı.
Tom'u son kez gördüğümde sakalı vardı.
- Sakalını en son ne zaman tıraş ettin?
- Sakalını en son ne zaman kestin?
Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır.
Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.
O sakallı bir kadın mı yoksa kadın vücutlu bir adam mı?
Tom aynı babası, büyükbabaları ve kardeşleri gibi bir sakala sahip.
Bir filozofun uzun, beyaz bir sakalı yoksa ben ona güvenmem.
O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.