Translation of "Asistir" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Asistir" in a sentence and their turkish translations:

No podré asistir.

Ben katılamayacağım.

Todo miembro debe asistir.

Her üye katılmalı.

Estos niños dejaban de asistir,

Bu çocuklar okulu bırakıyordu

Tengo que asistir a misa.

Bir kitleye katılmak zorundayım.

No puedo asistir a la reunión.

Toplantıya katılamam.

No pude asistir a la reunión.

Toplantıya katılamadım.

Gracias por asistir a esta reunión.

Bu toplantıya katıldığın için teşekkürler.

Tengo que asistir a esta clase.

Bu derse katılmak zorundayım.

¿Vas a asistir a la reunión?

Toplantıya katılacak mısın?

El monarca debe asistir al funeral.

- Hükümdarın cenaze törenine katılması gerekiyor.
- Hükümdar cenaze törenine katılmalı.

Queremos asistir al concierto de esta noche.

Bu geceki konsere katılmak istiyoruz.

Tom decidió no asistir a la reunión.

Tom toplantıya katılmamaya karar verdi.

Tom no pudo asistir a la reunión.

Tom toplantıya katılamadı.

Tom dejó de asistir a clases universitarias.

Tom üniversite derslerine girmeyi bıraktı.

Asistir a programas de televisión, programas de entrevistas

Televizyon showlarına, talk showlara katılıyordu

No estás autorizado a asistir a la reunión.

- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
- Toplantıya katılma hakkınız yok.

Tenía la intención de asistir a la reunión.

Toplantıya katılmaya niyet etmiştim.

Vine a Tokio para asistir a una conferencia.

Bir konferansa katılmak için Tokyo'ya geldim.

Tom tiene una reunión a la que asistir.

Tom'un katılacağı bir toplantısı var.

No estamos obligados a asistir a la junta.

Toplantıya katılmak zorunda değiliz.

Parecía que Tom quería asistir a la fiesta.

Tom partiye katılmak istiyor gibi görünüyordu.

Y la última era asistir a una escuela normal

diğeri de, normal okulda duyabilen yaşıtlarımla

No pude asistir a esa fiesta porque estaba enfermo.

Hasta olduğum için partiye katılamadım.

¿Vas a asistir a la reunión de esta noche?

Bu akşam toplantıya katılacak mısınız?

Uno de los dos debe asistir a la reunión.

Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.

La enfermedad no me permitió asistir a la reunión.

Hastalık, beni toplantıya katılmaktan alıkoydu.

- Gracias por recordarme la reunión a la que debo asistir.
- Gracias por recordarme sobre la cita a la que tengo que asistir.

Katılmak zorunda olduğum toplantıyı bana hatırlattığın için sana teşekkür ederim.

Bien él bien yo vamos a asistir a la reunión.

Toplantıya ya o katılacak ya da ben.

Si no quieres asistir a la reunión, no tienes que hacerlo.

Toplantıya katılmak istemiyorsan, katılmak zorunda değilsin.

Tom no pudo asistir a la reunión por un compromiso previo.

Tom önceki taahhüdünden dolayı toplantıya katılamadı.

Tom pensó que sería una pérdida de tiempo asistir a esa reunión.

Tom o toplantıya gitmenin zaman kaybı olacağını düşünüyordu.

"¿Para qué vas a Japón?" "Para asistir a una conferencia en Tokio."

"Neden Japonya'ya gidiyorsun?" "Tokyo'daki bir konferansa katılmak için."

Cualquiera puede asistir a mis conferencias, pero no todo el mundo puede entenderlas.

Herkes benim derslerime katılabilir ama herkes onları anlayamaz.

Sólo quiero hacerte saber que no puedo asistir a la reunión de esta tarde.

Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum.

Tom agregó su nombre a la lista de personas que querían asistir al baile.

Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.

Quiero asistir a ese partido de verdad, pero no estoy seguro si tendré el tiempo.

Bu maçı gerçekten izlemek istiyorum fakat zamanım olup olmadığından emin değilim.

Anoche, el señor A me llamó para decirme que no podría asistir a la reunión de hoy.

Dün gece Bay A bugünkü toplantıya katılamayacağını söylemek için beni aradı.

A Tom le hubiera gustado asistir a la fiesta de María. Desafortunadamente, tenía otras cosas que hacer.

Tom Mary'nin partisine katılmayı isterdi. Maalesef, yapmak zorunda olduğu başka şeyler vardı.

Una persona que conozca el número de la reunión podría asistir a la clase y escribir contenido pornográfico o virus.

toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş