Translation of "Americano" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Americano" in a sentence and their turkish translations:

Soy americano.

- Ben Amerikalıyım.
- Amerikalıyım.

Y canal americano

ve amerikan kanalı

¿Él es americano?

O, Amerikalı mı?

Él es americano.

- O bir Amerikalı.
- O, Amerikalı.

- Soy americano.
- Soy estadounidense.

- Ben Amerikanım.
- Ben Amerikalıyım.
- Amerikalıyım.

Soy un estudiante americano.

Ben Amerikalı bir öğrenciyim.

Sos un chico americano.

Sen Amerikalı bir çocuksun.

Chen no es americano.

Chen Amerikalı değil.

Este es el proyecto americano

Amerikan projesi bu

Esa isla es territorio americano.

O ada Amerikan bölgesidir.

¿Es tu socio un americano?

Senin iş arkadaşın Amerikalı mı?

Estoy loco por el fútbol americano.

Futbolu çok fazla seviyorum.

Ese es un reconocido escritor americano.

O tanınmış bir Amerikalı yazardır.

Me gusta mucho el cine americano.

Amerikan filmlerini çok severim.

Ayer conocí a un estudiante americano.

Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.

- John es un chico americano.
- John es un niño americano.
- John es un niño estadounidense.

John Amerikalı bir çocuk.

Un americano habló conmigo en la estación.

Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.

Mi nombre es rumano; el suyo, americano.

Benim ismim Rumence; onun ki Amerikanca.

Un americano fue asesinado en la pelea.

Bir Amerikalı mücadelede öldürüldü.

¿Cómo se dice "fútbol americano" en inglés?

İngilizcede nasıl "rugby" diyorsunuz?

El escritor americano Mark Twain lo dijo mejor:

Amerikan yazar Mark Twain en iyi şekliyle şöyle söyledi,

El mercado de agricultores en el continente americano

Mesela Amerika'daki çiftçi pazarı,

- Soy una cantante americana.
- Soy un cantante americano.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

- Él no es estadounidense.
- Él no es americano.

O bir Amerikalı değildir.

Es más americano que la tarta de manzana.

O tam bir Amerikalı.

Esta novela fue escrita por un autor americano.

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

Este es un antiguo modelo de reloj americano.

Bu eski tipte bir Amerikan saatidir.

Era un navío de guerra americano, grande y negro.

Büyük siyah bir Amerikan savaş gemisiydi.

El inglés americano no es mejor que el británico.

Amerikan İngilizcesi, İngiliz İngilizcesinden daha iyi değildir.

Si eres americano probablemente los estudiaste en la escuela.

Amerikalıysanız, muhtemelen bu haritayı okulda görmüşsünüzdür.

- ¿Eres estadounidense o francés?
- ¿Usted es americano o francés?

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

Esta novela fue escrita por un famoso escritor americano.

Bu roman ünlü bir Amerikan yazar tarafından yazılmıştır.

Me encanta ver el béisbol y el fútbol americano.

Beyzbol ve futbol seyretmeyi seviyorum.

- Para muchos, el sueño americano se convirtió en una pesadilla.
- Para muchos, el sueño americano se ha convertido en una pesadilla.

Birçokları için Amerikan rüyası bir kâbus oldu.

El hombre con el que hablé era alemán, no americano.

- Muhatabım bir Amerikalı değil Almandı.
- Konuştuğum adam Amerikalı değil Almandı.

Y, para mí, esto es un referéndum sobre el experimento americano.

Benim için bu, Amerikan deneyindeki bir referandum.

Americano, sólo un metro de agua podría provocar el hundimiento de

, yalnızca bir metre su Maldivler ve İskenderiye gibi kıyı kentlerinin

El inglés americano no es mejor que el inglés de Inglaterra.

Amerikan İngilizcesi, İngiliz İngilizcesinden daha iyi değildir.

Hay algunas diferencias entre el inglés británico y el inglés americano.

Britanya İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.

Para muchos, el sueño americano se ha convertido en una pesadilla.

Birçokları için Amerikan rüyası bir kâbus oldu.

- Tom quería visitar Estados Unidos.
- Tom quería visitar el continente americano.

Tom Amerika'yı ziyaret etmek istedi.

Brent es americano, pero habla japonés como si fuera su lengua materna.

Brent bir Amerikalı, ama o sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.

- Ella está casada con un estadounidense.
- Ella está casada con un americano.

O, bir Amerikalı ile evlidir.

La abolición de la esclavitud en Europa se extendió finalmente al continente americano.

Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerikan anakarasına ulaştı.

Este juego es similar en ciertos aspectos al fútbol americano de hoy en día.

Bu oyun bazı bakımlardan bugünkü Amerikan futboluna benzer.

El turista americano exigió "gelato" porque era demasiado moderno como para tomar helado normal.

Amerikalı turist İtalyan stili dondurmada ısrar etti, zira o normal dondurma için çok yenilikçi idi.

Ella charló con sus amigas acerca del partido de fútbol americano junto a un café.

O kahve içerken futbol oyunu hakkında arkadaşlarıyla sohbet etti.

Pero algo estaba pasando a fines del siglo XIX que cambiaría el debate sobre el expansionismo americano.

Ancak 1800'lerin sonuna doğru bu Amerikan yayılmacılığı tartışmalarının seyrini değiştiren bir şeyler olacaktı.

Nos estamos asegurando de que nadie se esté aprovechando del pueblo americano para su propio interés a corto plazo.

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.

Entro en la tienda, ¿y a quién veo? Un amigo americano, que inmediatamente empieza a contarme lo que ha sido de él desde que nos encontramos por última vez.

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.