Translation of "Amaba" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Amaba" in a sentence and their turkish translations:

- Yo la amaba.
- La amaba.
- Yo la quería.
- Le amaba.

- Ben onu sevdim.
- Onu sevdim.

Amaba Boston.

Boston'ı severdim.

Te amaba.

Seni seviyordum.

Le amaba.

Ben onu sevdim.

Tom me amaba.

Tom beni seviyordu.

Amaba a Tom.

Tom'u sevdim.

Tom amaba a María y María lo amaba a él.

Tom Mary'yi sevdi ve Mary onu sevdi.

Peter amaba a Jane.

Peter, Jane'i sevdi.

Recuerdo que la amaba.

Onu sevdiğimi hatırlıyorum.

Mi familia la amaba.

Benim ailem kız arkadaşıma çok düşkündü.

Tom amaba a Mary.

Tom, Mary'yi seviyordu.

Mi familia lo amaba.

Ailem onu sevdi.

¿Recuerdas cuánto te amaba?

Seni ne kadar sevdiğimi hatırlıyor musun?

Ella me amaba de la misma forma que yo la amaba.

O beni benim onu sevdiğim aynı şekilde sevdi.

Tom amaba a Mary, pero ella no lo amaba a él.

Tom Mary'yi sevdi fakat o onu tekrar sevmedi.

Tom no amaba a Mary tanto como ella lo amaba a él.

Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.

Tom amaba a los animales.

Tom hayvanları sevdi.

Yo amaba a esa mujer.

O kadını sevdim.

Pensé que ella me amaba.

Onun beni sevdiğini düşünüyordum.

Tom realmente amaba a Mary.

Tom gerçekten Mary'yi seviyordu.

Tom amaba mucho a Mary.

Tomi Mary'yi çok seviyordu.

Pensaba que él te amaba, pero parece ser que él amaba a otra.

Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.

Ella sabe que John la amaba.

O, John'un onu sevdiğini biliyor.

Pensé que María aún me amaba.

Mary'nin hâlâ beni sevdiğini sanıyordum.

- No me gustaba.
- No le amaba.

Onu sevmiyordum.

Él murió haciendo lo que amaba.

Sevdiğini yaparak öldü.

De hecho, él incluso la amaba.

Aslında, o bile onu seviyordu.

Ella le dijo que lo amaba.

O, ona onu sevdiğini söyledi.

Tom dijo que amaba a Mary.

Tom, Mary'yi sevdiğini söyledi.

Tom sabía que Mary lo amaba.

Tom Mary'nin onu sevdiğini biliyordu.

Tom amaba mucho a su familia.

Tom onun ailesini çok sevdi.

- Yo te quería.
- Yo te amaba.

Seni seviyordum.

Resultó que mi pequeña amaba el reggae

Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı,

Yo la amaba, pero ya no más.

Onu severdim fakat artık sevmiyorum.

Tom sabía que Mary amaba a John.

Tom Mary'nin John'u sevdiğini biliyordu.

Le dije a Tom que lo amaba.

Tom'a onu sevdiğimi söyledim.

- Ella aún lo amaba.
- Todavía le quería.

O hâlâ onu seviyordu.

El malicioso hijo amaba a su padre.

Yaramaz oğul, babasını sevdi.

Ella le dijo que no lo amaba.

O, ona onu sevmediğini söyledi.

Nadie sabía cuanto amaba Tom a Mary.

Tom'un Mary'yi ne kadar sevdiğini hiç kimse bilmiyordu.

- Mary dijo que me amaba, pero no le creí.
- María dijo que me amaba, pero no le creí.
- Mary dijo que me amaba, pero no me lo creí.

Mary beni sevdiğini söyledi fakat ben ona inanmadım.

- Yo te quería.
- Yo te quise.
- Yo os quería.
- Yo te amaba.
- Yo os quise.
- Yo os amaba.

Seni seviyordum.

Las amaba, pero también me gustaban las hamburguesas.

ve onları seviyordum fakat hamburgerleri de seviyordum.

- Su familia me quería.
- Su familia me amaba.

Onun ailesi beni sevdi.

Tom pensaba que Mary no amaba a John.

Tom Mary'nin John'u sevmeyeceğini düşündü.

Nunca se me ocurrió que él me amaba.

Onun beni sevdiği aklımın ucundan geçmedi.

- Admitió que la amaba.
- Admitió que le quería.

Onu sevdiğini itiraf etti.

El malicioso pequeñajo amaba mucho a su padre.

Muzip küçük çocuk, babasını çok sevdi.

Ella quería que él dijera que la amaba.

O onun kendini sevdiğini söylemesini istedi.

Ella le escribió para decirle que lo amaba.

Onun onu sevdiğini söylemek için o, ona yazdı.

Tom decidió decirle a Mary que la amaba.

Tom Mary'yi sevdiğini ona söylemeye karar verdi.

Tom le dijo a Mary cuanto la amaba.

Tom Mary'ye onu ne kadar çok sevdiğini söyledi.

Tom amaba a Mary con todo su corazón.

Tom bütün kalbi ile Mary'yi severdi.

Pero era un chico suburbano, amaba a los animales

Tam bir banliyö çocuğuydum, hayvanları seviyordum

Era un hombre honesto y nadie amaba a todos.

dürüst bir adamdı kimse sevmedi herkes itip kaktı

Tom nunca le dijo a Mary cuánto la amaba.

Tom Mary'ye onu ne kadar çok sevdiğini hiç söylemedi.

Tom casi le dijo a Mary que la amaba.

Tom Mary'ye onu sevdiğini neredeyse söylüyordu.

Tomás no le dijo a María que la amaba.

Tom onu ​​sevdiğini Mary'ye söylemedi.

Tom le dijo a Mary que él la amaba.

Tom Mary'ye onu sevdiğini söyledi.

Mary dijo que me amaba, pero no me lo creí.

Mary beni sevdiğini söyledi fakat ben ona inanmadım.

- Creo que amo a Tom.
- Creo que amaba a Tom.

Tom'u sevdiğimi düşünüyorum.

De niña, Elisa amaba jugar a la enfermera con las muñecas.

Bir kız olarak, Elisa oyuncak bebekleriyle dadı oynamayı severdi.

Tom amaba a Mary, la cual no le quería en absoluto.

Tom Mary'yi seviyordu, ki o onu hiç sevmiyordu.

Le aconsejó que le dijera a su novia que la amaba.

O, ona, kız arkadaşına onu sevdiğini söylemesini istedi.

- Ella me dijo que me quería.
- Me dijo que me amaba.

O bana beni sevdiğini söyledi.

- Mary me dijo que me quería.
- Mary me dijo que me amaba.

Mary bana beni sevdiğini söyledi.

Tom bajó la voz y le dijo a Mary que la amaba.

Tom sesini alçalttı ve Mary'ye onu sevdiğini söyledi.

- Sin embargo, ella amaba a los niños y estaba contenta con el trabajo.
- En todo caso, ella amaba a los niños y estaba contenta con el trabajo.

Her şeye rağmen, o, çocukları seviyordu ve işinden memnundu.

Y yo los amaba tan incondicionalmente como a los animales de mi casa.

ve onları evimizdeki hayvanları sevdiğim kadar koşulsuz bir şekilde severdim.

Tenía un dicho de un maestro que amaba cuando estaba en la universidad

üniversitedeyken çok sevdiğim bir hocamın bir sözü vardı

Y amaba usarlos para mirar intencional y fijamente a los ojos de otras personas.

gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

Tom quería encontrar una manera creativa de decir a Mary que él la amaba.

Tom onu sevdiğini Mary'ye söylemek için yaratıcı bir yol bulmak istedi.

- Ella lo amaba con todo su corazón.
- Ella lo amó con toda su alma.

O, onu bütün kalbi ile sevdi.

Todo lo que Tom quería era que Mary lo amara tanto como él la amaba.

Tom'un bütün istediği Mary'nin onu eskisi kadar çok sevmesiydi.

No fue sino hasta que Lucy me dejó que me di cuenta de cuanto la amaba.

Lucy beni terk edinceye kadar onu ne kadar çok sevdiğimi fark etmedim.