Examples of using "Abruman" in a sentence and their turkish translations:
Vivimos en un mundo
en el que las opciones abruman.
Çok kuvvetli seçenekler
dünyasında yaşıyoruz.
Numidianos y galos abruman la retaguardia romana, umidians and Gauls overwhelm the Roman rear,
forzandolos a ir hasta la orilla del lago. cing them all the way to the lake shore.
Numidyalı ve Galyalılar, Romalıların arka hattında üstünlüğü kurup, gölün kenarına geri çekilmeye mecbur ediyorlar.