Examples of using "en" in a sentence and their turkish translations:
Ginza, Tokyo'da yer alıyor.
Amerika'da 1884 yılında
Ankara'da 1922'de
- Evde kalın.
- Evde kal.
- Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
- Onu İngilizce söyle.
Komadaydın.
Bu özel diyalogda,
cümlesinin ortasında lafını kesiyor
- 1980'de Kyoto'da doğdum.
- 1980'de Kyoto'da doğmuşum.
Ciddi olarak irtibatta kal.
1945'te Hiroshima'da doğdum.
1956'da Atina'da doğdu.
"Gerçekten mi?" "Evet, gerçekten."
1995'te Boston'da doğdum.
Gerçekten ciddiyim.
1968'de Tokyo'da doğdum.
2015'te Kopenhag'da bir Yahudi sinagogunda.
Türkiye'de nerede yaşıyorsun?
Paris'te misiniz?
Bana güveniyor musun?
O, otobüsle mi yoksa trenle mi geldi?
Boston'da mısın?
gecekondularda, okullarda, hapishanelerde ve sinemalarda
Böyle zamanlarda, ben ailemi düşünürüm, dostlarımı değil.
Tokyo'da yaşıyor musunuz?
Allah'a inanıyor musun?
1988'de York'ta doğdum.
Boston'da mı büyüdün?
Facebook'ta mısınız?
Berberice konuşuyordu.
Berberîce konuştu.
Senin hakkında düşünüyorum.
Trenle gitmeyi, uçakla gitmeye tercih ederim.
- Gerçekten bunu mu demek istiyorsunuz?
- Gerçekten onu mu demek istiyorsun?
- Ciddi misin?
- Ciddi misiniz?
Sen sınıfta yemek yer misin?
ve bikinili pozları kutlamak için kullanılacağını düşünmemiştim.
cam kulesinde bir yerde,
2005'de bir tıp dergisinde
hem değer, hem de hacim açısından --
Gerçekten de gizli kapaklı bir hayat sürerken
O günlerde genellikle
Leonardo 1452 yılında Floransa'da dünyaya geldi
Hem suda hem de karada.
Allah'a inanıyor musun?
- İngilizce cevap ver.
- İngilizce olarak cevap verin.
- İngilizce olarak yanıtla.
- İngilizce olarak yanıtlayın.
Otobüsle mi yoksa araba ile mi gidiyorsun?
- Evde misin?
- Evde misiniz?
Aslında seni düşünüyordum!
Tokyo, Akasaka'da yaşıyorum.
O, trenle mi yoksa otobüsle mi geliyor?
- Tehlikedesin.
- Tehlikedesiniz.
Noel için ıstakoz mu yiyeceksin? Ciddi misin?
1943'te Japonya savaştaydı.
- 1977 yılında Osaka'da doğdum.
- 1977'de Osaka'da doğdum.
Portekiz'de mi yoksa Brezilya'da mı yaşıyorsun?
Haydi otobüsle gidelim.
Japonya'da haziran ayında çok yağmur yağar.
Meksika'da hangi dil konuşuluyor?
Arabayla gideceğim.
Achille 1908'de Paris'te doğdu.
Fransızca yazar mısın?
Fransızca hayal kurar mısın?
Tom'a gerçekten güvenmiyorum.
Otobüsle mi yoksa araba ile mi gidiyorsun?
Deniz yoluyla mı veya hava yoluyla mı seyahat edersiniz?
Bu mağazada onlar Esperanto konuşuyor.
- Evde kalın.
- Evde kal.
Ben İran'daydım.
Valentine 1911 yılında Havre'da doğdu.
Aklınızda özel bir şey var mı?
1917'de Avrupa savaştaydı.
Şubat ayında São Paulo'da idim.
"Ne hakkında düşünüyorsun?" "Hiçbir şey."
- Ben Ken'e güveniyorum.
- Ken'e güveniyorum.
Yazın Kyoto'da hava sıcak.
Şubatta Brezilya'da bol yağış olur.
- Paris'te miydiniz?
- Paris'te miydiler?
- Çin'desin.
- Çin'desiniz.
Metroyla gidiyorum.
İster evde olalım, ister okulda veya işte ya da siyasi bir arenada.
Sıraya girin.
1973'te, Leonard Bernstein bu fenomeni Harvard'da büyük bir piyanoda göstermişti.
Bu kütüphanede hiç İngilizce dergi var mı?
O zaman Japonya'da hiç demir yolu yoktu.
Ne düşünüyorsun?
fiilen Fransızca işlendiğine bağlı.
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.