Examples of using "…она" in a sentence and their turkish translations:
O çıldırmış.
O gençtir.
O çabaladı.
O yumuşadı.
- O inatçı.
- O inatçıdır.
- O çığlık attı.
- O vaveyla kopardı.
O etrafına bakındı.
- O delidir.
- O kaçıktır.
O bir uzmandır.
O saçını fırçalıyor.
Onun acelesi vardı.
O bir alkolik.
- O kibardır.
- O, naziktir.
- Naziktir.
O güvercin parmaklı.
O bencil bir kişidir.
O güzel.
O ağladı.
Kaybolmuştu.
- O tatmin olmuş mu?
- Memnun mu?
O hatalıydı.
O zengindir.
O bir medyum.
O kıskançtır.
O kilo almış.
O saldırgan.
O boşandı.
O hıçkırarak ağlıyordu.
O bir dansçıdır.
O bir estetisyendir.
O aptal.
- Ölü mü?
- O öldü mü?
- Öldü mü?
- Ölmüş mü?
O yalan söylüyor.
O burada.
O öldü.
O çok içti.
O tahmin etti.
O dua etti.
O gitti.
O hasta.
O yaşlı.
O terbiyesizdir.
O güzel.
O güldü.
O bir fahişe.
O bir dahi.
Fren yaptı.
Kayıtsızdır.
O, sırrı ağzından kaçırdı.
O onu onardı.
- O kadın çirkin bir kadın.
- Bu dişi hayvan bir köpek.
- O, ağlamaya başladı.
- Ağlamaya başladı.
O şarkı söylemeye başladı.
Bir duvar boyadı.
O seni biliyor mu?
O sana güvendi.
O bir arkadaşı aradı.
O gitmiyor.
O seni aradı.
O bizi buldu.
O bizim öğretmenimiz.
O zengindir.
İşte geliyor.
O hatalıdır.
O çabaladı.
O uyumsuz şarkı söylüyor.
O nereli?
- Hızlı hızlı soluyordu.
- Nefes nefese kalmıştı.
- Soluk soluğa kalmıştı.
- Nefes nefeseydi.
O bilir. O her zaman bilir.
O kıskanç bir kadın.
O bir hemşire.
O, aptal değildir.
O, saçını tarıyor.
O anlayacak.
O bir taksi şoförü mü?
O bir sörfçü.
Ağlamaya başladı.
O yürüyüşe çıktı.
O, gürültü yaptı.
O gittikçe yaşlanıyor.
O nerede? O mutfakta.
O yürüyor.
O ünlü oldu.
O, alkolik olduğunu reddetti.
O, Alman olduğunu söyledi.
O, Mary olduğunu söyledi.
Kanadalı olduğunu söylüyor.
O, sana ihanet etti.
Konuşmak istiyor.
O beni dinledi.
Benimkini ödünç aldı.
O gerçek bir uzman.
O sana güveniyor.
O yumurtaları kaynattı.