Translation of "учителей" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "учителей" in a sentence and their turkish translations:

- Слушайтесь своих учителей.
- Слушайся своих учителей.

Öğretmenlerinize itaat edin.

- Это автомобили наших учителей.
- Это машины наших учителей.

Onlar bizim öğretmenlerin arabalarıdır.

- Сколько учителей вы знаете?
- Сколько учителей ты знаешь?

Kaç tane öğretmen biliyorsun?

Слушайтесь своих учителей.

Öğretmenlerinize itaat edin.

Зарплаты учителей очень низкие.

Öğretmenlerin maaşları çok düşüktür.

Том любит своих учителей.

Tom öğretmenlerini seviyor.

Он любит своих учителей.

Ögretmenlerini seviyor.

Он не слушает своих учителей.

- Öğretmenlerini dinlemez.
- Öğretmenlerini dinlemiyor.

Я один из учителей Тома.

Ben Tom'un öğretmenlerinden biriyim.

Ты должен уважать своих учителей.

Öğretmenlerine karşı saygılı olmalısın.

Из рассказа некоторых учителей, использующих зум

Zoom kullanan bazı öğretmenlerin hesabından

Комитет полностью состоял из молодых учителей.

Komite tamamen genç öğretmenlerden oluşturuldu.

У многих учителей проблемы с Томом.

Birçok öğretmenin Tom'la bir sorunu var.

Тому нравится большая часть его учителей.

Tom öğretmenlerinin çoğunu sever.

мы недостаточно ценим учителей в этой стране

öğretmenlere de yeteri kadar değer vermiyoruz bu memlekette

Никто из учителей не мог решить задачу.

Öğretmenlerden hiçbiri problemi çözemedi.

Группа была создана из учителей и учащихся.

Grup öğretmen ve öğrencilerden oluşuyordu.

Директор позвал учителей к себе в кабинет.

Müdür, öğretmenleri odasına çağırdı.

государство не говорит, что силы учат этих учителей

devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi

Вчера я встретил одного из моих бывших учителей.

Dün önceki öğretmenlerimden birine rastladım.

Вчера я встретил одного из моих прежних учителей.

Dün eski öğretmenlerimden birine rastladım.

Какое в твоей школе соотношение учеников и учителей?

Okulundaki öğrenci / öğretmen oranı nedir?

Том здесь не студент, он один из учителей.

Tom burada bir öğrenci değil, o öğretmenlerden biridir.

У учителей не должно быть ни любимчиков, ни нелюбимых учеников.

- Öğretmenler bütün öğrencilerine tarafsız davranmalılar.
- Öğretmenlerin, öğrencilerinin tümüne tarafsız bir biçimde davranmaları gerekir.
- Öğretmenlerin, bütün öğrencilerine tarafsız bir şekilde davranmaları gerekir.
- Öğretmenlerin, bütün öğrencilerine tarafsızca davranmaları gerekir.
- Öğretmenlerin, bütün öğrencilerine tarafsız olarak davranmaları gerekir.

- Дети ненавидят нудных учителей.
- Дети очень не любят досаждать учителям.

Çocuklar can sıkıcı öğretmenlerden nefret ederler.

- Мэри была единственной учительницей.
- Маша была единственной представительницей женского пола среди учителей.

Mary tek kadın öğretmendi.

Госпожа Линде говорит, что в Аволне ещё никогда не было учителей-женщин, и что она считает это опасным новшеством.

Bayan Lynde daha önce Avonlea'da hiç kadın öğretmen bulunmadığını söylüyor ve bunun tehlikeli bir yenilik olduğunu düşünüyor.