Examples of using "утонул" in a sentence and their turkish translations:
Tom boğuldu.
Tom boğuldu mu?
- Çocuk neredeyse boğuluyordu.
- Oğlan neredeyse boğuluyordu.
Çocuk neredeyse boğuluyordu.
Neredeyse boğuluyordu.
Tom neredeyse boğuluyordu.
Tom boğulmadı.
- Neredeyse boğuluyordum.
- Neredeyse boğuldum
Neredeyse boğuluyordum.
Çocuk kıl payı boğulmaktan kurtuldu.
Tom okyanusta boğuldu.
Tom küvette boğuldu.
O, okyanusta boğuldu.
O nehirde boğuldu.
Tom neredeyse boğuluyordu.
Tom nehirde boğuldu.
O neredeyse boğuluyordu.
Gölde boğuldu.
Allah'tan kimse boğulmadı.
Nehirde yüzerken boğuldu.
Neredeyse nehirde boğuluyordu.
Tom havuza düşüp boğuldu.
Tom komşusunun havuzunda boğuldu.
Paraşütçü okyanusa düştü ve boğuldu.
Tom suya düşüp boğuldu.
Suya düştü ve boğuldu.
Yardımın olmasaydı, boğulurdum.
Tom sarhoş oldu ve banyo yaparken boğuldu.
Tom neredeyse nehirde boğuluyordu.
Bir çocuğu kurtarmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum.
Neredeyse boğulmuş olan adam nefes almaya başladı.
Başbakan Tuna ırmağına düşüp boğuldu.
O, bir koltuğa gömüldü.
Erkek kardeşim beni kurtarmasaydı boğulurdum.
Tom üç yıl önce Superior gölünde boğuldu.
Beni kurtarmamış olsaydın boğulmuş olurdum.
Eğer erkek kardeşim bana yardım etmeseydi, boğulurdum.
Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.