Examples of using "суд" in a sentence and their turkish translations:
Mahkemeye çıkarıldı,
Tom mahkemeye çıkmaya çağrıldı.
Adliye yeni tokmaklar sipariş etti.
Tom'a dava açtın mı?
Ben sizi dava edeceğim.
Tom size dava açacak.
Mahkemeye çağrıldı.
Mahkeme onu ölüme mahkum etti.
Perşembe günü mahkemem var.
Tom mahkemeye çağrıldı.
Üst mahkeme kararı iptal etti.
Tom komşusunu mahkemeye verdi.
Ona dava açtı.
Tom yarın mahkemeye gitmek zorunda.
Tom Mary'yi mahkemeye verdi.
Tom mahkemeye verilmeyecek.
Seni dava edeceğim.
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.
Onlar Tom'u dava etmeli.
Mahkeme ona para cezasını ödemesini emretti.
Onları dava etmelisin.
Onu dava etmelisin.
Onlar ona dava açmalı.
- Mahkeme onu altı aylık koşullu salıverme kararı ile serbest bıraktı.
- Mahkeme onun adına altı aylık şartlı tahliye kararına hükmetti.
ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi.
Aktris dergiye iftira davası açtı.
Tom'u dava etmek istemiyorum.
- Mahkeme celbi çıkarıldı.
- Bir celpname çıkarıldı.
Dava edildim.
O neden onları mahkemeye çağırmıyor?
Onları dava etmemeye karar verdim.
Onu dava etmemeye karar verdim.
Onu dava etmemeye karar verdim.
Dan iftira nedeniyle Linda'ya dava açtı.
Onlar mahkemeye aynı tanığı çağırdılar.
Tom'un yerinde olsam onlara dava açarım.
Tom'un avukatı jürinin Mary'nin güvenilebilir bir tanık olduğunu düşüneceğini düşünmüyordu.
aralarında davalık durum kalmamıştı fakat mahkeme bitmiyordu bir türlü
- Onlar kendilerine ödeme yapmadan MP3 Çalar satan şirketlere dava açıyorlar.
- Kendilerine ödeme yapmadan MP3 Çalar satan şirketlere dava açarlar.
Eğer onu yaparsan sözleşmenin ihlali için sana dava açacağım.
Adalet karşısına çıkarılmanı istiyorum.
Onlara dava açmak istemiyorum.
Ona dava açmak istemiyorum.
Ona dava açmak istemiyorum.
Tom'un adalet önüne çıkarılmasını istiyorum.
Onların adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.