Examples of using "слона" in a sentence and their turkish translations:
Bir filin uzun bir burnu vardır.
Bu, filin bir dişidir.
Avcılar file nişan aldılar.
- Boş yere yaygara koparıyosun.
- Yok yere mıcırık çıkarıyorsun.
Pireyi deve yapmayın.
Fil, hayvanat bahçesine getirildi.
Filin iki kulağı vardır.
Filin derisi çok serttir.
Filin kısa bir kuyruğu vardır.
- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?
Tom daha önce hiç fil görmedi.
- O, pireyi deve yapar.
- Abartmayı çok sever.
- O pireyi deve yapıyor.
- O bire bin katıyor.
Abartıyorsun.
Yaygara yapma.
Ben hiç gerçek bir fil görmemiştim.
Sen her zaman pireyi deve yaparsın!
Filimi nereye park edebilirim?
Peter her zaman pireyi deve yapar.
Avcılar tüfeklerini file doğrulttular.
Fil avcı tarafından öldürüldü.
Lütfen şu anda pembe bir fili düşünme.
Pireyi deve yapmayalım.
O kadar açım ki, bir fili bile yiyebilirim.
Afrika filinin, Asya filinden daha büyük kulakları vardır.
Tom muhtemelen pireyi deve yapıyor.
İnsanların pireyi deve yapması gerektiğini düşünmüyorum.
Hangisinin daha büyük beyni vardır, bir fil mi yoksa bir insan mı?
O filini besleyebiliyor ama çocuğunu besleyemiyor.
Önce fili görmek istedim ama Tom maymunları görmek istedi.