Examples of using "светло" in a sentence and their turkish translations:
Çok parlak.
Dışarısı hâlâ aydınlık.
- Bu çok parlak.
- Çok parlak.
Yeterince ışıktı.
O, açık yeşil sütyeni seviyor.
Hala ışıkken çadırı kuralım.
Tom'un açık kahverengi saçları var.
O açık yeşil sütyen seviyor.
O açık mavi bir takım elbise giyiyor.
Azure, indigo, lacivert, açık lacivert, turkuaz
Tom, duvarları açık yeşil renkte boyadı.
Onun yeşil gözleri ve açık kahverengi saçları var.
Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
Açık havada ancak ışık olduğu sürece çalışabiliriz.
ve açık yeşiller özel kliniklerde uygulanan işlemleri gösteriyor.
Oda, mektubu okumasına yetecek kadar aydınlıktı.