Examples of using "равно" in a sentence and their turkish translations:
Umurunda değil mi?
Eğer a = b ve b = c ise, öyleyse a = c'dir.
Niçin umursamıyorsun?
2x6 eşittir 12.
Umursamıyoruz.
- Yine de teşekkürler.
- Yine de teşekkür ederim.
Benim için fark etmez.
Onlar umursamazlar.
- Umurumda değil.
- Aldırmıyorum.
- Umurumda değil!
Ben yine de onu seviyorum.
O, hâlâ yeterli olmayacak.
Kimin kazandığı Tom'un umurunda değil.
- Hangisini seçtiğin umurumda değil.
- Hangisini seçersen seç, umurumda değil.
Biz önemseriz.
Onun umurunda olduğunu sanmıyorum.
Tom umursuyor gibi görünmüyor.
Tom umursar.
Tom umursamadı.
Onların umurunda değil.
Tom umursamayacak.
Şahsen umurumda değil.
Sebebi umurumuzda değil.
Tom artık umursamıyor.
Umurunda mı sanki?
Nereye gitmek istiyorsun? Herhangi bir yere.
Kayıtsızmış gibi davran.
Gerçekten umursamadım, biliyor musun?
Üç kere altı on sekize eşittir.
Ne giydiğin umurumda değil.
Yorgunum, ama zaten gidiyorum.
Ne olursa olsun gitmek istemedim.
Zaten bunu satmak istiyordum.
Zaten yeni bir tane almak istiyordum.
Ben zaten onun yerini almak istiyordum.
Ne yaptığın umurumda değil.
Ne içtiğiniz umurumda değil.
Ne satın aldığın umurumda değil.
Umursamadığını biliyorum.
Bizim zamanımız ışık hızına eşit
Herhangi bir şey olur.
Ondan iki çıkarsa sekiz kalır.
Kimin kazanacağı benim için önemli değil.
Beş ile üçün toplamı sekize eşittir.
Onu her halükarda seviyorum.
Zaten hepimiz öleceğiz.
Beş eksi üç ikidir.
Tom'un nerede olduğu umurumda değil.
Gerçekten umurumda değil.
Zaten işi bırakacaktım.
O yine de onu yaptı.
Onlar onu yine de yaptı.
- O, zaten dışarı çıkmak istedi.
- Yine de dışarı çıkmak istedi.
Umursamıyor.
Ben kişisel olarak ilgilenmiyorum artık.
Artık umurumda bile değil.
Onun ne olduğu umurumda değil.
Tom bunu yine de yaptı.
Tom umursadı.
Tom umursamıyor.
Umurumuzda olmazdı.
Umursamıyorsun, değil mi?
Gerçekten umurumda değildi.
Tom önemsiyor gibi görünüyor.
Seni her şeye rağmen seviyorum.
Tom'u her halukârda seviyorum.
Gerçekten umurumda değil.
Ben zaten bunu yaptım.
Tom umursamazdı.
Gerçekten önemsiyorum.
Zaten böyle bir şey asla yapmadım.
Gidip gitmemen umurumda değil.
Zaten ondan asla hoşlanmadım.
Onun gelip gelmediği beni ilgilendirmez.
Sanırım umursayan tek kişisin.
Bana inanıp inanmadığın umurumda değil.
Kalmamız ya da kalmamamız Tom'un umurunda değil.
hâlâ çok güzel bir toz katmanına ulaşıyorum!
Umursamalıyız,
yok yok olmaz ama yinede neyse
Tek kıt olan paraydı.
Nasıl olsa, ondan hoşlanmıyorum.
Ne dedikleri umurumda değil.
- O, nasıl giyindiğine pek dikkat etmez.
- O, nasıl giyindiğini umursamaz.
- İnsanların ne dediği umurumda değil.
- İnsanların söyledikleri umurumda değil.
- 3, 5 ile çarpılırsa 15'tir.
- Üç kere beş on beş yapar.
Genelde benim için herkes aynıdır.
Benim planım hâlâ seninkinden daha iyi.
Tom umursamadığımı biliyor.
İnsanların ne düşündüğü umurumda değil.
Tom'un ne düşündüğü umurumda değil.
Akşam yemeğini nerede yediğin umurumda değil.
Nasıl göründüğün umurumda değil.
Tom'un ne yaptığı umurumda değil.
Tom'un ne dediği umurumda değil.
Sanırım Tom önemsemedi.
- Eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir.
- Eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir.