Examples of using "принцем" in a sentence and their turkish translations:
- Kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- Üstü başı kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
Prensin kendisiyle buluştum.
Keşke bir prens olsam.
O bir peri masalından bir çeşit prens gibi görünüyordu
Bir prens olmak o kadar kolay değil.
muazzam bir özel gelirle Neuchâtel ve Valangin'in kalıtsal, egemen prensi yaptı.
Prenses büyüdüğü zaman büyük bir mesafe yaşayan bir prens ile nişanlandı.