Examples of using "позаботиться" in a sentence and their turkish translations:
Onunla ilgilenmelisin.
Onunla ilgileneyim.
Bizimle ilgilenmelisin.
Onunla ilgilenmelisin.
Seninle ilgilenebilirim.
Tom'la ilgilenmelisin.
Onlarla ilgilenebilirim.
Onunla ilgilenebilirim.
Onunla ilgilenebilirim.
Onlarla ilgilenmelisin.
Benimle ilgilenmelisin.
Ona göz kulak olacak kimse yok.
Tom kendine bakabilir.
Kendi başımın çaresine bakabilirim.
Tom ile ben ilgilenirim.
Bununla ilgilenmemize izin ver.
Seni güvende tutacağıma sana söz veriyorum.
Tom ona bakabilir.
Tom, Mary ile ilgilenmek istiyordu.
O, kendine bakamaz.
Şimdi kendime bakabiliyorum.
Onun bebeğine bakmak zorundaydım.
Bir şeyle ilgilenmek zorundayım.
Tom kendine bakabilir.
Tom Mary ile ilgilenmemi istedi.
Kendi başımın çaresine nasıl bakacağımı biliyorum.
Sanırım kendime bakabilirim.
Kendimize iyi bakmalıyız.
Derhal buna bakmamız gerek.
Biri Tom'la ilgilenmek zorunda.
Tom'un ilgilenecek bazı şeyleri var.
Umarım Tom kendiyle ilgilenebilir.
Kendimize bakabiliriz.
Onu kendimiz halletmeliydik.
O, kız kardeşine bakmak zorundaydı.
Kendine bakmak için yeterince yaşlısın.
Tom kendine bakmak için yeterince yaşlıdır.
Tom bana sana iyi bakmamı söyledi.
Kendime bakacak kadar büyüğüm.
Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.
Yakında onunla ilgilensen iyi olur.
Tom kendine bakmada oldukça yeteneklidir.
Tom, Mary'nin kendine bakabileceğinden emin.
Tom Mary'nin kendine bakabileceğini söyledi.
Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
Tom'un kendine bakabileceğini biliyorum.
İlgilenilmesi gereken hiç başka problemler var mı?
Tom, Mary'nin kendine iyi bakabileceğine inanıyor.
Tom, Mary'nin kendine bakabileceğinden şüphe ediyor.
Tom, Mary'nin kendine bakabileceğini umuyor.
Tom, Mary'nin kendinei bakabileceğini düşünüyor.
Yapmanız gereken tek şey kendinize bakmaktır.
Benim için endişelenme. Kendime bakabilirim.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
Ne Tom ne de Mary kendilerine bakabilirler.
Tom Mary'nin kendine bakabileceğinden emin değil.
Tom, Mary ve benim kendimize bakamayacağımızı düşünüyor.
Kendimize bakmalıyız.
Ben Boston'da iken lütfen köpeğime bakar mısın?
Ailemiz bizimle ilgilendi ve şimdi onlarla ilgilenme sırası bizde.
Hem sen hem de ben köpeğe bakmalıyız.
Ona bakacak hiçbir arkadaşı ya da akrabası yok.
Peki, kendime bakamayacağım izlenimini mi bırakıyorum?
Kendine bakacak kadar yeterince yaşlısın.
Tom bu gece adamlarla içmek için dışarı çıkamaz. O evde kalmak ve annesine bakmak zorunda.
Artık bir çocuk değilsin, kendine bakabilirsin.
Köpeğine iyi bakacağıma söz veriyorum.
Fazla zamanım yok. Onunla ilgilenebilir misin?