Examples of using "парк" in a sentence and their turkish translations:
Parka gidin.
Park nerede?
Parka gidelim.
Park bugün açık mı?
Park nerede?
Sinemanın arkasında bir park var.
Parka gittim.
ve büyük bir park.
Bu bizim parkımız.
Ben parka gitmek istiyorum.
Parkta bir yürüyüşe gittim.
Kim parka gitmek istiyor?
Oynamak için parka gittim.
Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.
Parkı inşa ettik.
Burada büyük bir park vardı.
Ben parka gideceğim.
Park insanlarla doluydu.
Parka giderim.
Tom parka gitti.
Ben bu parkı seviyorum.
Bu park halka açık mıdır?
Park herkese açıktır.
Bu park ondan daha güzel.
Park pazartesi günü kapalıdır.
Parka gittim.
Parka giderim.
Bu sabah parka gittim.
Bu sabah bir parka gittim.
Tom'un ofisi park caddesindedir.
Geceleri parkta yürüyüşe gitmeyin!
Tom ve Mary parka giderler.
Gombe Ulusal Parkı, Tanzanya
Bill sık sık parka gider.
Çocuklar parkta oynamaya gittiler.
Park şehir merkezinde yer almaktadır.
Parkta koşuya gideceğiz.
Dün parka gittim.
Dün parka gittim.
Parka kestirmeden gittim.
Tom'u parka götürüyorum.
Yeni park şehrin gururudur.
Evinin yanında bir park var mıdır?
Tom Park caddesinde yaşıyordu.
Tom tek başına parka gitti.
Biz bir yürüyüş için parka gittik.
Bu park çocuklar için bir cennet.
Bu park gülleriyle ünlü.
Evimin önünde bir park var.
Annem beni parka götürdü.
- En sevdiğin milli park hangisi?
- Favori milli parkın hangisidir?
Biz oynamak için parka gittik.
Tom çocukları parka götürdü.
Tom parkta yürüyüşe çıktı.
Dün Mary ile parka gittim.
Beyzbol oynamak için parka gittik.
Tom bir eğlence parkına gitti.
- Fotoğraflar çekmek için parka gittik.
- Fotoğraf çekmek için parka gittik.
Tom'un Park Street'te bir restoranı var.
Ama park hâlâ orada
Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.
Çocuk beni parka kadar izledi.
Restorandan bütün parkı görebilirsin.
Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Bu sabah bir parka gittim.
Tom parka gitmek istemedi.
Tom Mary ile parka gitti.
Şehrin merkezinde muhteşem bir park var.
Linda müzik dinlemek için parka gitti.
Bu caddeye aslında Park Street adı verildi.
Bugün parka gitmiyor muyuz?
Onu parka götürebilirim.
Evimin yakınında bir park var.
Bu yol sizi parka götürecek.
Parktan geçerek eve yürüdüm.
O, onunla parka gitti.
Tom ve Mary parka gittiler.
Park Caddesi'nde bir ev satın almak istiyorum.
Yumi tenis oynamak için parka gider.
Tom ve Mary lunaparka gittiler.
Parka gidip orada oynadık.
Dün Mary ile parka gittim.
Geçen pazar günü parka gittim.
Bir sonraki sabah parka gittiler.
- Kızlarımı parka getirmeyi severim.
- Kızlarımı parka getirmeyi seviyorum
Tom pazar günü öğleden sonra parka gitti.
Park boştu.
Tom Park caddesinde bir ev satın alacak.
Okulumun yanında büyük bir park vardır.
Geçen cumartesi parka gittim.
Geceleri bu parka gelmeyi seviyorum.
Ofisimiz Park Caddesindeydi.