Translation of "пальце" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "пальце" in a sentence and their turkish translations:

У меня заноза в пальце.

Parmağımda bir diken var.

У Тома заноза в пальце.

Tom'un parmağına kıymık battı.

Ричи играет Рича на пальце тогда

Richie Rich'i parmağında oynatır sonrada

На пальце у Тома было кольцо.

- Tom bir yüzük takıyordu.
- Tom'un parmağında yüzük vardı.

Том заметил кольцо на пальце Мэри.

Tom, Mary'nin parmağındaki yüzüğü fark etti.

Ты можешь крутить баскетбольный мяч на пальце?

- Basketbol topunu parmak ucunda döndürebilir misin?
- Basket topunu parmağında çevirebilir misin?

Том заметил обручальное кольцо на пальце Мэри.

Tom Mary'nin parmağındaki alyansı fark etti.

Том заметил обручальное кольцо у Мэри на пальце.

Tom Mary'nin parmağında bir alyans fark etti.

У Мэри было по кольцу на каждом пальце левой руки.

Mary'nin sol elinin her parmağında bir yüzük var.

- Мне заноза в палец попала.
- У меня в пальце заноза.

Parmağımda bir diken var.

Том заметил, что у Мэри на пальце нет обручального кольца.

Tom, Mary'nin alyansını takmadığını fark etti.

На пальце уйма нервных окончаний и кровеносных сосудов. Он очень чувствителен.

Sinir uçları ve kan damarlarıyla dolu olduğundan son derece hassastır.

- У перчатки есть дырка на большом пальце.
- Большой палец перчатки продырявился.

Eldivenin parmağında bir delik var.

На пальце Тома не было обручального кольца, но Мэри заметила белый след от него.

Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.

Знакомясь с новой женщиной, Том первым делом проверяет, есть ли у неё на пальце обручальное кольцо.

Tom yeni bir kadınla tanıştığında yaptığı ilk şey onun bir alyans takıp takmadığını görmek için kontrol etmektir.