Examples of using "ощущение" in a sentence and their turkish translations:
Bu güzel bir his. Pekâlâ.
Bu bir iç rahatsızlığa neden olur.
- Güz kendini hissettiriyor.
- Havada sonbahar kokusu var.
- Sonbahar havası var.
İnsanın karnına vuran o berbat hissi yaşadım.
Işık ve şeffaflık hissi.
Peki bu adil yargılanma algısı ne ile başlar ?
gıdıklanma ile can yanması arasında bir his yaşarız
O anda gerçeklik duyumu yitirdim.
Zıvanadan çıkıyorum gibi hissediyorum.
Sanki biri iğne sokmuş gibi oldu... Tak!
Bu normal bir his değildi, ama aktif uyarıcıyla
- Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
- Saatin nasıl geçtiğini hiç anlamamışım.
Sadece bu hissi hatırlamanı istiyorum.
O tuhaf bir duyguydu.
korku yaratan herhangi bir şey hissederseniz
Çıldırıyor gibi hissediyorum.
Sanki soğuk bir el bana dokunuyormuş gibi hissettim.
İş hayatında az değer gördüğümü hissediyorum.
Tom'un sana aşık olduğu hissine kapılıyorum.
Bir şey kaçırdım gibi hissediyorum.
- Bu iyi sonlanmayacakmış gibi geliyor bana.
- Bu iyi sonlanacakmış gibi gelmiyor bana.
Tom'un Fransızca konuşmayı gerçekten bilmediğine dair içimde bir his var.
Tom'un onun ne yaptığını bilmediği hissine kapılıyorum.
Bir şeyin yanlış gittiğine dair içimde kötü bir his var.
Tom'un bana bütün gerçeği söylemediğini hissetmeden geçemeyeceğim.
Sanki duvara konuşuyorum.
Tom'un yalan söylediği içime doğdu.
Onun kitaplarını okuduktan sonra bir ev inşa edebileceğimi hissediyorum.
Tom ve Mary'nin o evi satın almamaya karar vereceklerini hissediyordum.
Tom'un bir şey sakladığını hissediyorum.
İçimde onunla daha önce karşılaştığım hissine sahibim.
Kafamı patlayacakmış gibi hissediyorum.
- Zaten biliyorsun gibi hissediyorum.
- Zaten biliyormuşsun gibi hissediyorum.
Bu beni canlı hissettiriyor.