Examples of using "направление" in a sentence and their turkish translations:
ve yön tayini yapıyor
Rüzgar yön değiştiriyor.
Yön değiştirdim.
O, hangi yönü seçecek?
Rüzgar yön değiştirebilir.
Yönü değiştirmemiz gerekiyor.
Amsterdam turistler için popüler bir yer.
Hangi yöne gideceğimize karar vermeliyiz.
Permakültür, ekolojik tasarımın bir dalıdır.
Bu turistler için çok popüler bir yer.
Ok gidecek yolu gösterir.
Tom yön değiştirdi.
ana akım medyada yönlendirme var diyerek istifa etmişti
yani manyetik kutbu hissederek yön tayinlerini buna göre yapıyorlar
çıkardıkları bir sesin geri yansıması sonucu yön tayinlerini yaparlar
Finans merkezini takip etmenin iyi para kazandıran bir iş olduğunu biliyordum
Ancak Merkatör projeksiyonunun asıl amacı navigasyon görevi görmektir; Okyanusda
Ya düşünebiliyormusunuz dünyaya yön vermiş iki tane adam ortak çalışamıyor