Translation of "младший" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "младший" in a sentence and their turkish translations:

- Джон - мой младший брат.
- Джон мой младший брат.

John benim küçük erkek kardeşim.

Том — младший брат Марии.

- Tom, Mary'nin daha genç erkek kardeşidir.
- Tom Mary'nin küçük erkek kardeşi.

Он мой младший брат.

O benim küçük erkek kardeşimdir.

Том - мой младший брат.

Tom, benim küçük erkek kardeşim.

Том - младший брат Джона.

Tom John'un küçük erkek kardeşi.

Том - младший сын Мэри.

Tom Mary'nin en küçük oğlu.

Это мой младший брат.

Bu benim küçük erkek kardeşim.

Том - младший брат Мэри.

Tom Mary'nin küçük erkek kardeşi.

Том - младший ребёнок Мэри.

Tom Mary'nin en küçük çocuğu.

Я младший брат Тома.

Ben Tom'un küçük erkek kardeşiyim.

- Ты, наверное, младший брат Тома.
- Вы, должно быть, младший брат Тома.

Tom'un küçük kardeşi olmalısın.

- Я младший из детей.
- Я самый младший ребёнок.
- Я младшая из детей.

Ben en küçük çocuğum.

Майк - младший в своей семье.

Mike ailesinde en gençtir.

Мой младший брат смотрит телевизор.

Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.

Мой младший брат ещё спит.

En küçük erkek kardeşim hala uyuyor.

Я младший из пятерых детей.

Beş çocuğun en küçüğüyüm.

Мой младший брат выше меня.

Küçük erkek kardeşim benden daha uzundur.

Он младший ребёнок в семье.

O, ailenin bebeğidir.

Он мой самый младший брат.

O, benim en küçük erkek kardeşimdir.

У тебя есть младший брат?

Bir küçük erkek kardeşin var mı?

У Тома есть младший брат?

Tom'un küçük bir erkek kardeşi var mı?

Том - мой самый младший брат.

Tom benim en genç erkek kardeşim.

Я младший ребёнок в семье.

Ben ailede en genç çocuğum.

Из всех троих Том младший.

Tom üçünün en küçüğü.

Какого роста твой младший брат?

Küçük erkek kardeşinin boyu ne kadar?

У Тома есть младший брат.

Tom'un bir küçük erkek kardeşi var.

Я самый младший в семье.

Ailede en gencim.

Том — младший из пяти братьев.

Tom beş erkek kardeşin en küçüğüdür.

Её младший брат - известный футболист.

- Küçük kardeşi ünlü bir futbolcu.
- Küçük erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.

Мой младший брат очень громко плачет.

Küçük erkek kardeşim yüksek sesle bağırıyor.

Какого роста ваш самый младший брат?

En küçük erkek kardeşinin boyu ne kadar?

У Тома был один младший брат.

Tom'un bir küçük erkek kardeşi vardı.

Том - самый младший из трёх мальчиков.

Tom, üç oğlanın en küçüğüdür.

Мой младший брат умеет читать по-английски.

Küçük erkek kardeşim İngilizce okuyabilir.

Мой младший брат летом плавает каждый день.

Küçük kardeşim yazın her gün yüzer.

Мой младший брат учится читать по-английски.

Küçük erkek kardeşim, İngilizce okumayı öğreniyor.

Нет, не я. Это мой младший брат.

Hayır, ben değilim. O benim küçük kardeşim.

Я думал, что он мой младший брат.

Onun erkek kardeşim olduğunu düşündüm.

Младший из мальчиков отстал от остальных туристов.

En genç çocuk diğer turistlerin gerisinde kaldı.

Мой младший брат бегал голышом по комнате.

Küçük erkek kardeşim anadan doğma vaziyette oturma odasına koştu.

«Младший помощник» подходит тем, кто был полезен участникам.

herkese yardımsever olana "küçük yardımcı" gibi.

Он самый младший из моих братьев и сестёр.

En küçük kardeşim o.

У Мэри есть старшая сестра и младший брат.

Mary'nin bir ablası ve daha küçük bir erkek kardeşi var.

Младший брат Тома встречается со старшей сестрой Мэри.

Tom'un küçük erkek kardeşi Mary'nin ablasıyla çıkıyor.

Мой младший брат всегда спит с плюшевым медвежонком.

Küçük erkek kardeşim hep oyuncak ayısı ile yatıyor.

У Тома есть младший брат по имени Джон.

Tom'un John isimli küçük bir erkek kardeşi var.

Он самый младший из всех моих братьев и сестёр.

- O, tüm erkek kardeşlerim ve kız kardeşlerimin en küçüğüdür.
- En küçük kardeşim o.

Мартин Лютер Кинг-младший, человек мира, погиб от пули убийцы.

Bir barış adamı olan Martin Luther King Jr, bir suikastçinin mermisiyle öldürüldü.

Джордж Буш-младший родился в 1946 году в штате Коннектикут.

George W. Bush 1946 yılında Connecticut eyaletinde doğdu.

Мой младший брат сказал, что этой ночью ему приснился страшный сон.

Benim küçük erkek kardeşim o gece bir kâbus gördüğünü söyledi.