Examples of using "лёгкий" in a sentence and their turkish translations:
İsveççe kolaydır.
İspanyolca kolaydır.
Hafif bir kahvaltı servis edildi.
- Meltem iyi hissettiriyor.
- Esinti iyi geldi.
Biraz aç hissettim.
Hafif bir rüzgar esiyor.
Biraz kar yağıyordu.
Hafif rüzgarlı.
Bu sandalye hafif.
Bu kolay bir seçim.
Para kazanmak için kolay bir yol.
- Yağmur şehrin üzerine usul usul dökülüyor.
- Yağmur şehre usul usul yağıyor.
O yumuşak başlı.
Hidrojen en hafif elementtir.
O kolay bir soru değil.
İkinci ders çok kolaydır.
Biraz acıkmaya başladım.
Biraz rüzgar var.
Genellikle hafif bir kahvaltı yaparım.
13 Ekim'de ilk kar hafif yağdı.
Bunu yapmak için daha kolay bir yol var.
Tom hafif bir kalp krizi geçirdi.
En kısa yol her zaman en kalabalık olandır.
Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.
Fransızca kolay mı?
Piyango kazanmak, para kazanmanın kolay bir yoludur.
Bu soru kolay değildir.
Biraz acıkmış hissediyorum.
Benim hafif bir ateşim var.
Tom son derece babacan.
Ben genellikle kahvaltıyı iyi yaparım, öğle yemeğini ise hafif.
Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.
Tom yumuşak başlıydı.
Oldukça hafif.
Ben biraz aç hissetmeye başlıyorum.
Esperanto öğrenmesi ve ezberlemesi kolay esnek ve pratik bir dildir.
Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var.
- Benim hafif bir ateşim var.
- Biraz ateşim var.
Kolay bir dil olduğuna inanmıyorum. Benim için hepsi zordur.
Herkes Noel için bir kar sağanağı umuyordu.
Bu roman o kadar kolay ki onu bir çocuk bile okuyabilir.