Examples of using "красным" in a sentence and their turkish translations:
Gök kırmızıydı.
Şarap kırmızıydı.
kırmızı ise etmeyenleri.
Yeşil kırmızı ile gitmez.
O, tırnaklarını hep kırmızıya boyar.
Gri, kırmızı ile iyi gider.
Tom'un yüzü kızardı.
- Mary'nin yüzü parlak kırmızıya döndü.
- Mary'nin yüzü kıpkırmızı oldu.
Kırmızı fiyat etiketi ile ürünler satışa sunulmuştur.
Balık ve kırmızı şarap birlikte iyi gitmez.
Güzel kızlar onu rüyalarında görüyorlar.
O kırmızı kuşaklı kız kim?
Tom'un suratı kıpkırmızı oldu.
O, trafik ışığı kırmızıya döndüğü için, arabasını durdurdu.
Tom kırmızı kravatla gri bir takım elbise giyiyordu.
Tom'un elleri titriyordu ve yüzü kızarmıştı.
Bence bu gömleğin kırmızı kravatla pek yakışmadı
Japon bayrağı merkezde güneşi temsil eden kırmızı bir daire bulunan beyaz bir dikdörtgendir.