Examples of using "кота" in a sentence and their turkish translations:
Kediye vurmaktan vazgeç!
Kediyi bulun.
O, kediyi korkutup kaçırdı.
Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.
Peter bir erkek kedi satın alıyor.
Tom kedinin içeri girmesine izin verdi.
Tom bir kedi ister.
Çocuk kediye bir taş fırlattı.
Kediyi boynundan yakaladım.
Herkes benim kedimi sever.
O kediyi bize ver.
Tom kedisini arıyor.
Kedinin adı nedir?
- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.
Biz kedimizi kısırlaştırmak zorunda mıyız?
Lütfen kediyi besle.
Kediye bak.
Kediyi gördüm.
Bana bir kedi satın al.
Çocuk kediyi kuyruğundan yakaladı.
Kedi için bir isim üzerinde karar verdiniz mi?
Oğlan kediyi kuyruğundan yakaladı.
Tom kedisini Mary'ye verdi.
Gördüğüm bir araba mıydı yoksa bir kedi miydi?
Onlar bahçede bir kedi gördüler.
Kedimize Cookie adını verelim.
Tom komşumun kedisini öldürdü.
Tom kedisine Cookie adını verdi.
Lütfen bu kediye sahip çık.
Jack'in kolunun altında bir kedisi var.
Tom'un köpeği Mary'nin kedisini öldürdü.
Tom kedisini nerede bulmuş?
Ken'in iki kedisi var.
Senin üç kedin var.
Kedisini evde bırakmak zorundaydı.
Uyuyan bir kediyi uyandırmamalıyız.
Kedim olmadan yaşayamam.
Çocuk kediyi okşar.
Çocuk bir kediyi okşuyor.
Kedimiz kayıp.
Babam bir kedim olmasına izin vermiyor.
Tom kedisinin dışarı çıkmasına izin verdi.
Dün malı görmeden satın aldım.
Kedi etkilenmemişti.
Kediyi saymazsanız ev boştu.
Kedinin adı nedir?
Şu kediye bak.
Kedinin üstüne basma.
Bütün gün kayıp kediyi arıyor.
Beni merakta bırakma!
Tom kedisinin küllerini bir urnede saklıyor.
Onun iki kedisi var.
Kedinin iki kulağı var.
Kedimi beslemeliyim.
Sen hiç kedini kafese koydun mu?
Üç kedim var.
Onun iki tane kedisi var, biri beyaz ve biri siyah.
Dün kedimi hayvan hastanesine götürdüm
Bir kedimiz yok.
Tom'un üç kedisi var.
Ben kedimi arıyorum.
Tom'un iki kedisi var.
Tom'un bir kedisi yok.
Kedim kanser oldu.
Tom komşusunun kedisini boğmuş.
Kedimiz kayboldu ve Tom onu bizim için buldu.
Çatıdaki kediye bak.
Bir kediyi öldürmenin birden fazla yolu var.
İki köpeğimiz, üç kedimiz ve altı tavuğumuz var.
Kedimi yiyen Tom hakkındaki hikaye doğru değil.
Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.
Tom onlar uzaktayken komşunun kedisini besledi.
Kedisini evde bırakmak zorundaydı.
Bütün köylüler kayıp bir kediyi aramak için dağlara gittiler.
Siyah köpek beyaz kediyi görüyor.
Kedi orada olmadığında fareler dans ediyor.
Babam evcil kedi sahibi olmamı yasakladı.
Tom'un kedisinin dört bacağı vardır.
- Bahçede kedini görüyorum.
- Bahçede kedinizi görüyorum.
Erkek kardeşim kendi kedisine "Hanako" adını verdi.
"Kedimi gördün mü?" "Hayır." "Yalancı, hâlâ çiğniyorsun!"
- Fazla merak iyi değildir.
- Kediyi merak öldürür.
Kedinin kötü niyetleri yoktu.
Tom ve Mary'nin iki tane kedileri var.
Kahretsin, ben sadece yeni bir halı aldım ve kedi zaten onun üstüne kustu.
Kedimi beslediğim aynı şeyle köpeğimi beslemek uygun mudur?
Bir kedinin iki kulağı vardır.
İki kedim var.
Hiç kedi yoktu.
Kedinin odama girmesine izin verdim.
Kedim ameliyat oldu.
Çatıda bir kedi gördüm.
O siyah köpek, o beyaz kediye bakıyor.
Bizim iki kedimiz var, biri beyaz, diğeri siyahtır.