Examples of using "камеры" in a sentence and their turkish translations:
kilitli bakır odaları var
bunu yapabilecek bir kamera üzerinde çalışıyordum.
ayna ya da video kamerayı deneyin.
...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.
birde mühürlü bakır odaları mevcut
Kasan var mı?
Her yerde gizli kameralar vardı.
Tom hücresinden kaçtı.
Bizim güvenlik kameraları sahte.
Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...
Gece kameraları gizli dünyalarını ortaya çıkarıyor.
Sihir burada, bu kamera sisteminde oluyor.
Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.
Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.
Tom her yıl iki veya üç kamera satın alır.
Bu hücreden çıkamayacağız.
kamera ya da telefonunuzu getiremeseniz?
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
Üç kameram var.
Şu anda birisi benim hapishane hücresine giden kapıyı açtı.
İki kameram var.
Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.
Son teknoloji kameralar, Dünya'nın en ikonik bazı hayvanları hakkında bildiklerimizi değiştiriyor.
Yakutistan'da insanlar buzdolabı ve derin dondurucu kullanmaya gerek duymadan yiyeceklerini poşetlere koyup camdan dışarı asıyor.
Bu kamera için hiç filmin var mı?