Examples of using "застрял" in a sentence and their turkish translations:
- Tom sıkıştı.
- Tom tıkılı kaldı.
Anahtar sıkıştı.
Buraya saplandım.
Bu çekmece sıkışmış.
Tom geçmişte saplanıp kalmış.
Kayık buzun içinde kitlendi.
Sıkıştım.
Sıkıştın mı?
Tom trafikte sıkıştı.
Ben Boston'da sıkışıp kaldım.
Ben çamurda sıkıştım.
Ben trafikte takıldım.
Benim anahtar sıkıştı.
Uçurtma ağaçta sıkıştı.
Kedim bir ağaçta sıkıştı.
Boston'da burada sıkışıp kaldım.
Sıkışmadım.
Trafikte sıkıştım kaldım ve geciktim.
- Buzdolabının arkasına sıkıştım, yardım yollayın.
- Buzdolabının arkasında mahsur kaldım, yardım yollayın.
O, boğazına bir parça ekmek sıkıştırdı.
Lastikte bir çivi sıkıştığını gördük.
Trafikte yakalandım.
Kedim ağaçta sıkıştı.
Trafikte sıkıştım. Saat onda orada olurum.
Tom bir trafik sıkışıklığında yakalandı.
Trafiğe mi takıldın?
İşe giderken yolda çukura saplandım.
Bu ipi karşıya atıp onu bir yarığa sıkıştırmayı deneyeceğiz.
Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.
Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.
Benim ayakkabı bağcığım yürüyen merdivene takıldı.
Bir yavru tavşan tuzağa yakalanmıştı.
Evet, oradaki küçük yarığa sıkıştı. Pekâlâ, bunu bağlayalım. İşte.
Ali teknolojiye direniyor.
Ben trafikte sıkıştım.
Saat 2.30'da buluşmam vardı ama trafiğe yakalandım ve oraya vaktinde varamadım.
Bu benim en çok takıldığım yorumlardan bir tanesiydi ve çok üzüldüğüm yorumlardan bir tanesiydi