Examples of using "ждет" in a sentence and their turkish translations:
Acele etmeliyiz.
Tom otobüs bekliyor.
Tom alt katta bekliyor.
Tom içeride bekliyor.
...oselo işi ağırdan alıyor.
Tom bekliyor.
Tom seni görmek için bekliyor.
Tom, Mary ile bekliyor.
Bir sürü insan Tom'u bekliyor.
Tom otoparkta bekliyor.
Yastığım beni bekliyor.
Mary dışarıda bekliyor, değil mi?
Tom sizin ofisinizde bekliyor.
Üstelik bu fare hamile.
Tom arka bahçede bekliyor.
Tom şu anda beni bekliyor.
O, haziranda bir çocuk bekliyor.
Tom Mary'nin beklediğini gördü.
O uzun bir süre burada bekliyor.
Tom raporumuzu öğle yemeğinden önce istiyor.
Tom seni konferans salonunda istiyor.
Tom'un Mary'yi beklediğini sanıyordum.
Tom'un bizi beklediğini biliyorum.
Bu macerayı tamamlamak için bir sürü mücadele yaşamalıyız.
Taksi dışarıda bekliyor.
Onun başarılı olma ihtimali var.
Tom, sanırım şu kız seni bekliyor.
Tom Mary ile tanışmak için sabırsızlanıyor.
ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.
O onun cumartesi öğleden sonra geleceğini bekliyor.
İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.
O, otobüs durağında bekliyor.
Seçim sizin. Kararınız neyse onu yapacağım. Bir karar verin. Dana bizi bekliyor.
Zaman ve gelgit, kimseyi beklemez.
ve en azından bir dereceye kadar neyin geldiğini görebiliyoruz.
Ancak Apollo Programı ilk astronotlarını başlatmadan önce en karanlık saatiyle yüzleşecekti
Tom sizden ne bekliyor?