Examples of using "джунглях" in a sentence and their turkish translations:
Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
Tom ormanda kayboldu.
Biz cangılda değiliz.
Ormanda hayatta kalmak kolay değil.
Ormanda yaşarken sıtmaya yakalanmış.
Ve bu, ormanda büyük bir kayıp.
Borneo yağmur ormanları tok gürlemelerle yankılanıyor.
Geceleri... ...ormanın ağaç örtüsü fantastik yaratıklarla canlanır.
Ormanda pala olmadan ilerlemek eğlenceli değil.
Tom cangılda kendini evde hissediyor.
Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.
Yağmur ormanlarında hayat asla boşa harcanmaz.
O, ormandaki maceraları hakkında bir kitap yazdı.
Ama ormandaki nem, bu kayalıkları çok kayganlaştırıyor.
Dünya'nın yağmur ormanlarında güneşin batmasıyla değişim tetiklenir.
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.
Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.
Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.
Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.
Kaplanlar cangılda, aslanlar savanada yaşar.