Examples of using "глазами" in a sentence and their turkish translations:
Gözlerimizle görürüz.
- Gözlerinin nesi var?
- Senin gözlerindeki sorun nedir?
Senin gözlerine ne oldu?
Gözlerinin altında torbalar var.
Dergiye hızlıca bir göz attı.
Tom, Mary'yi gözleriyle soydu.
O onun gözlerinin önünde soyundu.
O tam gözlerinin önünde.
- Gözlerinle ilgili yanlış bir şey var mı?
- Gözlerinde bir sorun mu var?
Onu kendi gözlerimle görmek istiyorum.
Prenses gözleri kapalı yattı.
John gözleri açık uyur.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
Gözlerinin altında halkaların var.
- Kazayı kendi gözlerinle gördün mü?
- Kazayı şahsen gördün mü?
Tom'un gözlerinin altı torbalanmış.
Kate, gözleri açık yatıyordu.
Kazayı gözlerinle gördün mü?
- Hasta gözleri kapalı yatakta yatıyordu.
- Hasta yatağında gözleri kapalı yatıyordu.
Onu gözü kapalı yapabilirim.
...sekiz gözüyle manzarayı iyice içine çeker.
çünkü güvenli ve karşılanabilir
Orada gözleri kapalı oturuyordu.
Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
Hâlâ gözleri kapalı duruyordu.
Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu.
Onu görürsem inanırım.
Gözleri kapalı orada durdu.
Başkalarının seni gördüğü gibi senin kendini görmen çok zor.
- O, mor gözlü kadınlardan hoşlanıyor.
- O, menekşe gözlü kadınlardan hoşlanıyor.
O sarı saçlı ve mavi gözlü güzel bir kızdır.
Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.
O, gözleri kapalı onu öptü.
Gözlerin kapalı yürüyebiliyor musun?
Senin gözlerinin altında mor halkalar var.
O, bir bankta gözleri kapalı oturuyordu.
ve genellikle bizi olumlu düşünmeye odaklayan
Yaşlı adam koltukta gözleri kapalı oturdu.
Gözleri açık şekilde yatağa uzandı.
Gözleri kapalı onun yanında oturdu.
Parlayan gözleriyle odaya girdi.
Böyle hüzünlü gözlerle bana bakma.
Gözleri kapalı şekilde bir kanepeye yattı.
Gözleri kapalı bir şekilde yere oturdu.
O mavi gözlü, uzun boylu, heykel gibi sarışın.
Tom gözleri açık yatakta yatıyordu.
Yavru köpek çok üzgün gözlerle ona baktı.
Tom gözleri kapalı orada durdu.
Bunu gözüm kapalı yapardım.
Gözlerim kapalı bile yapabilirim.
Mary'nin gözlerinin altında mor halkalar vardı.
Yaşlı adam gözleri kapalı bankta oturdu.
Gözler ve kulaklar arasında dört parmaklık bir mesafe vardır.
yorgunluktan bitap düşmüş ve iki mor gözle.
karakterlerimin gözünden o dünyada yaşamaya çalışmak
Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm
Julia bir ayna alır ve gözlerinin önüne tutar.
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
Tom listeye göz attı.
Çıplak gözle güneşe doğrudan doğruya bakmamalısın.
gördüklerimi bir türlü karşılamıyor.
Tom'un sizi gözleriyle soyduğunu nasıl biliyorsun?
Sadece kendi gözleriyle görmek için sabırsızlanıyordu.
Ben onu kendi gözlerimle gördüm.
Gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmam.
Gözlerin kapalı olarak bir süre bankta uzan.
Kalktığımda sersemlemiş hissettim.
Mavi gözlü oğlan Tom'dur.
Mary sarı saçları ve mavi gözleriyle güzel bir kızdır.
Kedi büyük, yuvarlak, mavi gözleriyle yoğun olarak ona baktı.
Aradığım şey tam da gözümün önündeymiş.
En belirgin şeyler çoğunlukla görmesi en zor olan şeylerdir.
Sis perdesinin arasından, kendi geleceğim gözüme ilişti.
Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.
Tom orada gözleri kapalı oturdu.
Biz gözlerimizle görürüz, kulaklarımız ile duyarız, derimiz ile temas ederiz, burnumuz ile koklarız ve dilimizle tadarız.
Bir ülkenin nasıl olduğunu bilmenin en iyi yolu gitmek ve onu kendi gözlerinizle görmektir.
Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.
Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.
Almanların çoğu sarışın ve mavi gözlüdür.
Ben onu kendim için görmek istiyorum.
Tom Mary ile göz temasından kaçınmak için elinden geleni yaptı.
Çok zamanım yoktu bu yüzden makaleye sadece göz gezdirdim.
Ali gözünü dikmiş bize bakıyordu.
Tom ve Mary sadece birbirlerine bakarak orada oturdular.