Examples of using "внимание" in a sentence and their turkish translations:
Dikkat!
Dikkatle dinliyorum.
Dikkat ediyor musun?
Dikkat!
Lütfen dikkat!
Şimdi. Hazır.
O ilgiyi sever.
Tom ilgiyi sever.
Lütfen dikkat et.
Şimdi dikkat et.
Tom'un dikkatini çek.
Onlar ilgiyi seviyorlar.
Ben dikkat ettim.
Mary ilgiyi sever.
Kadınlar iltifattan hoşlanırlar.
Dikkatle dinliyorum.
Tom iltifattan hoşlandı.
O dikkati seviyor.
Dikkatini çekmeye çalışıyorum.
İstenmeyen dikkati kendinize çekmeyin.
Hazır, yerinde, görüşürüz!
Ayrıntıya büyük miktarda dikkat edilmiş
O, bizim dikkatimizi çekti.
Dikkatin için teşekkür ederim.
Dikkat! Hazır ol! Başla!
Dikkat etmelisin.
- Tanrı ayrıntıda gizlidir.
- Ayrıntı deyip geçme.
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!
İlginiz için hepinize teşekkür ederim.
Dikkat etmen gerek.
Dikkat! Zeplin kaptanı konuşuyor!
Onların hepsinin ilgiye ihtiyacı var.
Tom'un ilgine ihtiyacı var.
Onlara dikkat et.
Ona dikkat et.
Tom'a dikkat edin.
Kapa çeneni ve dikkat et.
Tesadüflere dikkat et.
O gözüme takıldı.
O benim dikkatimi çekti.
Gerçekleri göz önünde bulundurun.
- Sadece onun dikkatini çekmeye çalıştım.
- Onun ilgisini çekmeye çalıştım.
Neler oluyor dikkat et.
O dikkat çekmeyi sever.
Tom dikkat çekmekten hoşlanıyor.
Bu aşırı odaklanmanın olduğunu bilerek
Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
Dikkatini çocuklara vermişti.
Onun dikkatini çekmeye çalıştı.
Onlar beni dikkate almıyorlar.
Onu göz önüne alacağım.
Tom Mary'nin dikkatini çekmeye çalıştı.
Çocukların sevgi ve ilgiye ihtiyacı var.
- Bu soruna dikkat edin.
- Bu sorunla ilgilen.
Bir şey Tom'un dikkatini çekti.
Dikkatleri üzerine çekme.
Kıyafetine dikkat et.
Onun güzelliği, dikkatini çekti.
Ben dikkat çekmek istemiyordum.
O hemen dikkat çekti.
O hemen onun dikkatini çekti.
Bu kesinlikle Tom'un dikkatini çekti.
Güzel bir kız Tom'un dikkatini çekti.
Tom'un ne söylediğine dikkat edin.
Ona dikkat edecek ilk kişiydi.
Farkına vardığınız için teşekkür ederim.
Düşünmeniz gereken iki boyut.''
Burada gerçekten netleştirmek isterim ki,
Ona dikkat etmelisin.
Trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz.
O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.
- Her olasılığı göze aldılar.
- Her olasılığı göz önünde bulundurdular.
O, uyarıma dikkat etti.
Uyarı, önünüzdeki adam raporlu bir deli!
Lütfen dikkat!
Sadece Tom'un dikkatini çekmeye çalışıyorum.
Hiç kimse Tom'a dikkat etmiyor.
- Bunu hesaba katmamız lazım.
- Bunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Herkesin dikkatini çekmek zorunda kaldım.
Tom Mary'nin dikkatini çekmeyi umutsuzca denedi.
Trafik ışıklarına dikkat etmek zorundayız.
Onun yüksek sesi dikkatimi çekti.
Tom'un saçını fark ettin mi?
Şöhretin olumsuz tarafı incelemedir.
Mary dikkatini Tom'un yorumuna çevirdi.
Tom'u görmezden gelmek zor.
- Bu sabah gözüme manşet takıldı.
- Bu sabah gözüme başlık takıldı.
Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
O birçok insanın dikkatini çekti.
Düşünecek çok şeyimiz var.
Vitrindeki elbise gözüme takıldı.