Examples of using "Холод" in a sentence and their turkish translations:
Soğuktan nefret ediyorum.
Soğuk şiddetli.
Soğuğa dayanamıyorum.
Tom soğuktan şikayet etti.
Hava çok şiddetli soğuk.
Hava dondurucu soğuk.
- Ben soğuğu severim.
- Soğuğu seviyorum.
Üşüyorum.
- Ben soğuğu severim.
- Soğuğu seviyorum.
Bu soğuğa nasıl dayanıyorsun?
Aşırı soğuk, Avrupa'yı kapladı.
Ben soğuğu umursamıyorum.
Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.
Dışarıda çok sert bir soğuk vardı.
Çok üşüyorum. Sanırım nezle olacağım.
Soğuk onun kemiklerine sızdı.
Mary Alaska'nın aşırı soğuğunu seviyor.
Ben bu soğuğa dayanamam.
Boston'da hava acı biçimde soğuktu.
Soğuğa rağmen yiyecek stokları donmamış.
Bu kadar soğuğa nasıl dayanabilirsin?
Bu soğuğa dayanamıyorum.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
Soğuk, daha da büyük bir tehdit oluşturabilir.
Büyükannem her zaman soğuktan şikâyet ediyor.
Soğuk havayı sevmem.
Burası buz gibi! Biri klimayı kapatabilir mi?
Dün hava korkunç derecede soğuktu.
Salondaki soğuk hariç konser iyiydi.
O, kış sırasında soğuktan ve yaz sırasında sıcaktan şikayet eder.
Tom soğuk havayı sevmiyor.
Üşüyüp ısıtıcıyı açtım.
Siz beyler deli misiniz? Bu kadar soğukken neden vantilatörü açıyorsunuz?
Soğuk havayı sevmem ama Tom sever.
Dünya durdukça, ekip biçmek, sıcak, soğuk, yaz, kış, gece, gündüz hep var olacaktır.
On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.