Examples of using "Путь" in a sentence and their turkish translations:
Yolculuk uzundur. Yolculuk zordur.
Bu yol tehlikelidir.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Yol direkt.
O uzun bir yol kat etti.
Bu nöral yolu susturduğumuzda,
Dişi, yolu çok iyi biliyor.
Aşağıya kadar uzun bir yol var.
Samanyolu çok büyük.
Gidecek uzun bir yolum var.
Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.
Harekete geçmek mi istersiniz?
Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.
Fakat günümüzde yolları üzerinde engeller var.
devamında ölüme kadar giden bir yolu vardır
Çalışkanlık başarının yoludur.
Biz uzun bir yol geldik.
Hangi yoldan gideceksin?
Hangi yolun en kısa olduğunu merak ediyorum.
Kestirme bir yol biliyorum.
Uzun bir yol kat ettin.
Tom uzun bir yol geldi.
Uzun bir yol geldik.
Devrilmiş bir ağaç yolu kapattı.
Gidecek uzun bir yolum var.
Samanyolu sarmal bir gök adadır.
Yol uzun.
Ormanda bir patika var.
Tom bir kısayol bilir.
Tom'un yolunu kapattım.
Hayat uzun bir yoldur.
Bu, istasyona giden en kısa yoldur.
Gidecek uzun bir yolumuz kaldı.
Açık gecelerde Samanyolu'nu görürüz.
- Sana özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
- Sana özgürlük yolunu göstereceğim.
- Size özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
Hâlâ gitmek için uzun bir yolumuz var.
Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman
domino etkisi yaratan hareketi başlattık.
Tamam, başka bir yol bulup bulamayacağımıza bir bakalım.
Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.
Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.
Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına
Benim bu gereksinime olan yolculuğum
Kimisiyse daha direkt bir rota tercih ediyor.
onlar Allah'ın gösterdiği yola değilde
hücre yoğunluğuna bağlı olarak kanser hücrelerinin
Biz ormanda bir patika açtık.
İstasyona kadar uzun bir yol var.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
Hâlâ gidecek uzun bir yol var.
Bu, felaket için bir çözümdür.
Sen eve gidebilirsin.
Parka kestirmeden gittim.
Daha kısa bir yol biliyorum.
Bu yol sizi nereye götürür?
Bu yol, tren istasyonuna mı gidiyor?
Hayat uzun, uzun bir yoldur.
Galaksimizin adı Samanyolu'dur.
- Kestirmeden gittim.
- Ben kestirmeden gittim.
Ben adamla karşılaştım, bana yol gösterdi.
halatla aşağı inip o yoldan mı gidelim?
Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.
ve yolda bir kestirmeyle karşılaşmayı ummaktan başka çare yok.
Çoğu zaman geldiğiniz yolu işaretlemek de iyi bir fikirdir.
Gelecek hangisinde yatıyor: Ulusalcılık mı, küreselcilik mi?
İlerlemek için en iyi yolumuz ne?
Sanırım buradan bu şekilde inmeyi deneyeceğim.
Leclerc'in ölümleri onun için bir yol açtı. Ertesi yıl, Davout'un birlikleri
tıpkı bizim galaksimiz Samanyolu gibi.
önceki gelişlerinde yolun çok tehlikeli olduğunu söylüyor.
O zorlukları aşmasını bildi.
Kalabalığa karışıp gitti.
Herkesin kendi yolunu bulması gerekiyor.
Bu, Paris'e giden en kısa yoldur.
Biz Samanyolu galaksisinde yaşıyoruz.
Bana otobüs durağına giden yolu gösterin lütfen.
Birisi onun bahçesini bulmalı.
Kalabalıkta kendime yol açtım.
Buradan kasabaya uzun bir yol gibi görünüyor.
En kısa yol her zaman en kalabalık olandır.
O, hangi yoldan gideceğini şaşırmıştı.
Tom karanlık bir yol sayesinde kestirmeden gitti.
Tom'un hala gidilecek uzun bir yolu var.
- Hayat bir gül yolu değildir.
- Hayat tozpembe değildir.
Su akar yolunu bulur.
Yol inanılmaz yorucu ve tehlikelerle doluydu.
Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.
Bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.
İyi haber şu ki soğuk zincir güzergâhına yeniden girdik
Dana'yı bulmak için hangi yol daha güvenli olur?
Şelaleden aşağı inmenin en güvenli yolu ne?
Başarının yolu risk ve belirsizliklerle döşelidir.