Examples of using "Красные" in a sentence and their turkish translations:
Güller kırmızı.
Elmalar kırmızıdır.
- Kirazlar kırmızıdır.
- Kirazlar kırmızı renklidir.
Kuşlar kırmızı.
Çiçekler kırmızı.
Dudakların kırmızı.
Gözlerim kırmızı.
Onun tırnakları kırmızıdır.
Kırmızılarınızı bilin.
Bütün elmalar kırmızıdır.
Kırmızılarınızı bilin
O, kırmızı pantolon giydi.
Ben kırmızı gülleri severim.
Onun gözleri kırmızıdır.
O kırmızı gözlük istiyor.
- Kırmızı gözlerim var.
- Gözlerim kırmızı.
Ben kırmızı ayakkabıları istedim.
Kırmızı elmaları yedim.
Onlar kırmızı.
- Kulaklarım kırmızı mı?
- Kulaklarım kızarmış mı?
Hangi meyve kırmızı?
Tom'un gözleri kan çanağı.
Elmalar kırmızı veya yeşildir.
Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.
Bazıları kırmızı ve diğerleri beyazdır.
Sana kırmızı güller getirdim.
Tom'un gözleri bugün kırmızı.
Ben kırmızı meyveleri çok beğenirim.
Tom'un gözleri kan çanağı gibi olmuş.
- Gözleri kanlanmıştı.
- Gözleri kızarmıştı.
Ben beyaz gülleri kırmızı olanlardan daha çok severim.
Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.
Vücudunun her tarafında kırmızı benekler var.
Tom'un vücudunun her yerinde kırmızı lekeler var.
Elmalar genellikle yeşil, sarı veya kırmızıdır.
Kimse cenazede kırmızı mini etek giymez.
Bir sürü çiçeğim var. Bazıları kırmızı ve bazıları da sarı.
Arabalarından biri mavi, diğerleri ise kırmızı.
O, kan portakalını tercih eder.
Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.
Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
Tom'un gözleri kırmızı ve o çok yorgun görünüyor.
Onun üç arabasından biri mavi ve diğerleri kırmızıdır.
İki saat önce bu masada iki tane kırmızı şapka vardı.
Hayır, çiçekler yeşil değil, kırmızı, beyaz, sarı veya mavi renktedir.
Gözlerin ağlamaktan kızarmış.
Ağaçlarda görünen sarı, kırmızı ve kahverengi yapraklar sonbaharın ilk işaretidir.
Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.
Sonbaharda, günler daha kısaldığında ve geceler daha soğuduğunda, o, ilk ayazın yaprakları parlak sarı ve portakal ve kırmızıya dönüştürmesini izledi.