Examples of using "Всякую" in a sentence and their turkish translations:
- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.
Tüm ümidini kaybetti.
Tom ümidini yitirdi.
Tom bütün umudunu kaybetti.
Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
O, başarılı olmak için yeteneğine olan tüm inancını kaybetti.
- Her boka para harcıyor.
- Her türlü gereksiz şeye harcayacak parası var.
Bulamayınca Tom'dan ümidimizi kesmiştik.
- Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
- Ona kulak asma; boş konuşuyor.
Popüler olan her saçmalığı izliyoruz tamam mı?
O, bütün umutlarından vazgeçti.
- Bütün ümidim gitti.
- Bütün umudum gitti.
Birinin gerçeği söylemesi gerekir ama her gerçek söylenmemelidir.
İsa on iki öğrencisini yanına çağırıp onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi. Böylece kötü ruhları kovacak, her hastalığı, her illeti iyileştireceklerdi.
Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler.
Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
Yeryüzüne tufanı ben göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her şey ölecek.
İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.
Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum'u dökeceğim. Göklerde ve yeryüzünde, kan, ateş ve duman sütunlarından belirtiler göstereceğim. RAB'bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce güneş kararacak, ay kan rengine dönecek. O zaman RAB'bi adıyla çağıran herkes kurtulacak.